ben takıyorum, hatta benimkisi 1,200 Eu civarı yani tahminen bu rakamın 3 katı.
babam işçi emeklisi, annem evhanımı. ilkokulu izmir'in altındağ köyünde okudum. sonra koleji kazandım ve 7 sene boyunca burslu okudum. okurken sahte nike giyiyorum diye çok dalga geçtiler, basmalı 0,7 kalem yerine, adel kurşun kalem kullanıyorum diye de.
"english literature" gibi pahalı kitapların hiç orjinalini alamadım, hep fotokopi idi. arkadaşlarım haftasonu alsancak'ta babalarının arabaları ile fink atıp, yeni açılan mc donalds'tan big mac menüleri alırlarken, depo disco'da takılırlarken, ben onlardan gizli belediye otobüsü ile montrö'ye giderek hamburger menünün tadına bakabiliyrodum veya tekel bayinden aldığım 33cl lövenbrau alıp biranın tadını öğrenebiliyordum ancak. kızarkadaşım olmadı, çünkü onu gezdirecek param yoktu.
sonra üniversite için istanbul'a gittim. yine burslar için yırtındım. sonra yabancı dilimin farkına vardım ve çeviriler, transfermanlıklar ve rehberlikler dönemi başladı. sonra mühendis oldum. küçük fırsatları değerlendirdim. bu arada ilk serbest meslek denememde battım. yılmadım kastım. şimdi değil gözlüğüm, giydiğim don bile bilmem ne marka, bilmem kaç yuro, dolar.
bunları fakir edebiyatı yapmak için yazmadım.
emin olun çok iyi biliyorum ki, yarın bir anda herşey yine tersine dönebilir.
sadece umutlu olun. ve hep gülümseyin, tüm ilşkilerinizde. hep sakin olun, sakin düşünün, sakin karara verin. acele etmeden.
bunlar size çok kapı açacak.
ve geldiğiniz yeri hiç unutmayın, bir sabah yine aynı yerde uyanma ihtimalinizin herzaman var olduğunu hatırlayın hep.
bir de başkalarının ne taktığı, neye sahip olduğunu hiçbir zaman kafanıza takmayın.