şeytan ayetleri

entry86 galeri
    39.
  1. inkar edilemediğinden unutturulmaya çalışılan bir olaydır. salman rüşdi'nin kitabının başına gelenler bu çabanın sadece bir parçasıdır.

    Kuran'da, Hacc suresi'nde, seytanlarin, Tanrı'nin gönderdigi her peygambere musallat oldukları, onları yanılttıkları ve fakat Tanrı'nin bu peygamberleri yanılgıdan ve seytanın vesvesesinden korudugu ve böylece teblig isinin kusursuz bir sekilde yapılmasını sagladığı yazılıdır. Ayet söyle:

    "(Ey Muhamed!) Biz, senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o, bir temennide bulundugunda, seytan onun dilegine ille de (beseri arzular) katmaya kalkismasin. Ne var ki Allah, seytanin katacagi seyi iptal eder. Sonra Allah, kendi ayet'lerini (lafiz ve anlam bakimindan) sağlam olarak yerlestirir..." (Hacc 52)

    Anlasilan o ki seytan, bir yolunu bulup peygamberleri yaniltmakta ve böylece onlari peygamberlik görevini gereğince yerine getirmekten alıkoymakta, ve fakat Tanrı seytanın oyununu bozmaktadır.

    Bunu izleyen ayet'de de seytan'in böyle yapmasina izin verenin Tanrı oldugu ve çünkü "kalblerinde hastalik olanların" Tanrı tarafindan bu şekilde denendigi eklenmistir.

    islam kaynaklarinin bildirmesine göre yukardaki ilk ayet, Muhammed'in seytan tarafindan kandirilması ile ilgili olarak inmiştir. Güya şeytan, Muhammed'i, putataparlar tarafından kutsal bilinen ve adlari Lat, Uzza ve Menat olan üç putu övücü sözler söylemeye kandırmış ve bu sözleri onun diline ayet olarak sokmuştur. şeytan'in bu oyunu sonucunda Muhammed: "Lat'ı, Uzza'yı ve üçüncü (put) olan Menat'ı gördünüz mü? işte bunlar, yüce turnalardır. şefaatleri de elbette ki umulur" diye konuşmuş ve bu sözleri Kuran'a Tanri'dan gelmis vahy'ler olarak koymustur. Fakat Tanri, Muhammed'i bu yanilgidan kurtarmis ve onun seytan sözleri olarak Kur'an'a koydugu bu şeytan ayet'leri ni Kuran'dan çikarmistir.

    Her ne kadar bazi yorumcular "seytan ayet'leri diye bir sey yoktur" derlerse de gerek Kur'an ve Hadis hükümlerinden, ve gerek Taberi gibi en saglam kaynaklardan ögrenmekteyiz ki seytan ayet'leri olayi diye bir sey vardir ve hikayesi söyledir:

    Mekke döneminde Muhammed, Kureyslileri kendisine kazanmak için ugrasirken bazan yumusak davranir fakat çogu zaman onlarin putlarina küfürler ederdi. Amcası olan ve kendisini Mekkelilere karsi daima koruyan Ebu Talib, Mekke'nin taninmıs kisilerinden oldugu için sirtını ona dayamıştı. Bu yüzden Mekke'liler Muhammed'e karsi pek birsey yapamazlardi. Yapmak söyle dursun ve fakat onun rahatsız edici davranislarından yılmıslardı. Bu nedenle bir gün toplanip yanina giderler ve hiç degilse bir yıllık uzlasma teklifinde bulunurlar; söyle derler:

    "Ey Muhammed! Sen bizim ilahlarımıza küfretmekten vazgeç... bir yıl boyunca bizim ilahlarımız olan Lat ile Uzza'ya ve Menat'a ve bir yıl boyunca da biz senin ilahına (Tanrı'ya) ibadet edelim. Senin bizi kabule çagirdigin din, bizim dinimizden hayirli olursa, biz o din'den hissemizi aliriz; eger bizim dinimiz seninkinden hayırlı olursa, sen bizim dinimizden hisseni alirsin" (Bkz. Taberi, age 1966, Cilt II, sh. 150-160; Muhammed Ibn Ishak, age, 1980 sh. 165 ve d.).

    Nasil olsa onlari daha sonra kendi yoluna sokabilecegini düsünerek Muhammed taviz yolunu seçer ve teklifi kabul edip Mekke'lilerin putlarini övücü su sözleri söyler:

    "Gördünüz mü Lat'i, Uzza'yi ve üçüncüleri olan ötekini, Menat'i? Iste bunlar, yüce turnalardir. şefaatleri de elbette ki umulur"

    Bu sözler Kur'an'in, Necm Suresi'nin 19. ve 20. ayetlerinin ilk şekli ve devamıydı. Bu sözler üzerine Kureysliler: "Muhammed bizim ilhalarımızı överek güzel bir suretde andi" diyerek hosnud olurlar. Ancak ne var ki Muhammed'in bu tutumu müslümanlar arasinda tepki yaratir. Hele haber, Habesistan'a göç etmis bulunan müslümanlara ulastikta, onlar tarafindan pek olumsuz sekilde karsilanir. Bunu farkeden Muhammed büyük bir hata isledigini ve bu hata yüzünden taraftarlarindan bir çogunu kaybedebilecegini anlamakta geçikmez ve hatasini düzeltmenin yolunu arar. Cebrail'in gelip kendisine: "Ey Muhammed sen ne yaptin? Halka, benim sana getirmedigim sözleri söyledin" dedigini ilan eder. Tanri'dan geldi diyerek Kur'an'a sunu ekler: "Ey Muhammed, senden önce gönderdigimiz hiçbir elçi ve peygamber yoktur ki, bir seyi arzuladigi zaman, seytan onun arzusuna vesvese karistirmamis olsun. Allah seytan'in karistirdigini giderir, sonra Allah kendi ayetlerini tahkim eder" (Hacc 52).

    Bunu yaptiktan sonra Kur'an'a seytan ayet'leri olarak girdigini söyledigi sözlerin son kismini, yani "Iste bunlar, yüce turnalardir... Sefaatleri de elbette ki umulur" seklindeki tümceyi Kur'an'dan çikarir.

    Fakat kendisini biraz daha temize çikarmak için, kendisinin sadece seytan tarafindan degil fakat ayni zamanda Kureys halki tarafindanda kandirildigini anlatmak ister ve Tanri'nin söyle dedigini ayet olarak Kur'an'a geçirir:

    "(Ey Muhammed!) Seni, sana vahyettigimizden uzaklastirip baska bir seyi bize karsi uydurman için ugraşırlar. O zaman seni dost edinirler. Eger seni pekistirmiş olmasaydik, andolsun ki, onlara egilim gösteriyordun, az kalsin. O zaman sana, yasami da, ölümü de kat kat azab biçiminde tattirirdik. sonra da bize karsi bir yardimci bulamazdin". (isra 73-75)

    Görülüyor ki "Seytan ayet'leri" hikayesi, Muhammed'in yanılgı sorumlulugundan, kurtulmasini saglamaya yönelik bir amaca dayalidir.
    5 ...
    1.
  1. sen idealistsin
© 2025 uludağ sözlük