benzeri konuları bir çok yazarın bir çok romanda ve hikayede işlemesine karşın hiç birisi kuyucaklı yusuf kadar tam oturmaz...
bir çırpıda okunabilecek bir romandır. kitap kısaca şöyledir:
''1903 yılı, aydın/nazilli
yusuf, kuyucak köyünde yaşayan bir ailenin çocuğudur. annesi ve babası eşkıyalar tarafından vurulunca kaymakam yusuf'u yanına alır. yusuf çok sakin, ketum ve çok soğukkanlı bir çocuktur. kaymakam'ın karısı şahinde hanım yusuf'u evde istemez fakat kaymakam istediği için yusuf evde kalır. kaymakam'ın bir kaç ay sonra edremit'e tayini çıkar. hep beraber edremit'e giderler. şahinde hanım yusuf'a ilk başlarda kızmıştır fakat daha sonraları küçük çocuğu muazzez yusuf'un bakması ve avutması onun işine gelmiştir ve şahinde hanım'ın gezmeleri artmıştır. yusuf bu evde bir tek muazzez ile ilgilenir durur. muazzez ile aralarında 4-5 yaş vardır. edremit'de zaman çok çabuk geçmektedir. muazzez büyür. kaymakam selahaddin bey, gündüzleri işini yapar geceleride kafayı çeker... böylece yıllar sürer gider. yusuf okula gitmez, okumayı reddeder. yusuf dik başlı biridir, istediğini yapmak ister(bence sabahhaddin ali yusuf'a kendinde olan komünistlikten baya baya katmıştır).
aradan yıllar geçtikden sonra yusuf zeytinliklerine bakar. bu arada yaşadıkları yerin zenginlerinden hilme bey'in oğlu şakir ile aralarında muazzez yüzünden bir tartışma çıkar yusuf şakir'e yumruk atar, şakir yusuf'a düşman olur. gene zaman böyle geçtikden sonra şakir bey babasına yusuf'un babası selahaddin bey'in elini kolunu bağlamasını söyler. hilmi bey'de kaymakam'ı kumara alıştırır ve selahaddin bey'den 320 lira altın alacaklı olur. selahaddin'in bu kadar parası yoktur bu yüzden kızı muazzez'i karısı şahinde'nin hilmi bey'in oğlu şakir'e peşkeş çekmesine göz yumar. bir gün bir kadın ve kübra adında bir kız yusuf'un yanına çalışmak için gelir. yusuf sonradan öğrenir ki, bu kübra'ya hilmi bey ve şakir tecavüz etmiştir. bu sinirle yusuf muazzez ve selahaddin beye kızar ve kızının onlardan uzak durmasını ister. bu sırada yusuf, şakir'lere olan borcun ödenmesi için, mahallede ki en iyi arkadaşı sayılabilecek ali'den borç ister. ali muazzez'e yanıktır. parayı gidip büyükannesinden alır verir. ali daha sonra mahalleli bir düğününde şakir'in tabancasından kurşunla ölür. şakir'i nezarete atarlar fakat bu durumu kanıtlayamazlar, hilmi bey zenginliği ile herkese yalancı şahidlik ettirir. bu sırada kaymakam baya bir hastalanır. yusuf ne yapacağını şaşırmıştır. bir gün muazzez ve şahinde hanım hilmi beyler'in bağında iken gidip muazzezi kaçırır ve burhaniye tarafına doğru emanet aldığı atlarla gider...
(muazzez ve yusuf birbirine çoktan beri yanıktır.(bence eserin en orjinal yeri burası) )
neyse yusuf ve muazzez nikahlanır. selahaddin bey gidip onları getirir. gene yıllar böyle geçer. yusuf hala bir baltaya sap olamaz. selahaddin bey iyice hastalanır ve bir gün dayanamayıp ölür. ölmeden öncede yusuf'u kaymakamlıkta katiplik görevine sokmuştur. yusuf'un burada pek bir işi yoktur. yeni gelen kaymakam yusuf'u vergileri toplamak için köylere gönderilen tahsildar görevini verir. yusuf bu işle evden günlerce uzak kalmaktadır. şahinde bu fırsattan istifade, gene kızını şakir'e peşkeş çeker fakat bu sefer bir çok kişide bu işi katılır.yani bir nevi evleri raks yerine döner. yusuf evde yokken aç kalmamak için sürekli hediyeler alırlar, kızı muazzez kucaklarda gezer. yusuf bu hali bilir fakat düzeltmesini bekler. bir gün eve geldiğinde bu durumu görünce silahını çıkarır ateşler, bütün kurşunlar bitince, muazzezi alır kaçar. muazzez'de kaçmak ister fakat yaralıdır. muazzez boynundan vurulmuştur. muazzez ölür, yusuf onu gömer. sonra hayatına devam etmek için yola koyulur...''
not:
konu ve üslup anlattığım kadar basit değildir. gidin alın okuyun. hatta defalarca okuyun.