kast edilen devrimin ne devrimi olduğuna bağlı olarak değişen tanım. örneğin kemalizm getirdikleri ile götürmedikleri ile yararlı bir devrimdir bir kaç marjinal insanın değerlendirmesinin dışında. lakin yetmişlerde ülkemizi saran devrim öyle farklı bir şeydi ki ders kitaplarında atatürk devrimleri yazarken ismi benzemesin diye kavram atatürk inkılaplarına dönüştürüldü ismen. demek ki beğen beğenme 70'lerdeki sol devrim fikri toplumun geneline pek iyi anlatılamamış hoş çağrışımlar bırakmamıştır. iktisat teorisi bakımından haklılık payı inkar edilemez olan bu devrimin siyasi yönden sakat ve hiç bir zaman açıklığa kavuşmamış payı ise komünist devrimin gerçekleşmesi halinde sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği ile ilişkilerin ne şekilde kurulacağı idi. çünkü komünist devrim yapmış fakat sscb nin siyasi ve ekonomik hegemonyasına girmemiş ülke yok gibi bir şeydi. belki bunun istisnası sanayisi almanyaya denk gösterilen yugoslavya ve ilaç olsa bi tarafına sürmeye değmeyecek etkisi eleman olan arnavutluk sayılabilir. çin ise zaten dev bir tarım ülkesi idi etliye sütlüye karışmak gibi bir derdi olmayan. yani kısaca türkiye komünist devrimi gerçekleştirdiğinde sovyetlerin kucağına oturması kaçınılmazdı ve bundan kurtulması pek de mümkün değildi. işte bu algı devrimcileri her zaman terörist (o zamanki adı ile anarşist) platforma oturtuyordu ve maalesef ben hiç bir kaynakta türk solunun bu konu ile ilgili düşünsel anlamda tatmin edici bir yanıtına rastlayamadım. zaten komünizim teoriden pratiğe çok hızlı geçirilmiş yan etkileri düşünülmemiş ve giderilememiş bir iktisadi fikirdir. iyi bir fikrin acelece piç edilmesinden başka bir şey değildir.