atatürk'ün, çok partili rejim konusundaki ısrarlarından bihâber, gâfillere göre varolmayan, azalacak olan, düşecek olan, ve daha nicesi olan şanstır.
ya arkadaş şunu görmek çok mu zor anlamıyorum; atatürk, çıkıp da "yeni padişah benim" deseydi, gıkını çıkartabilecek tek bir muhâlifi olmazdı o dönemin şartlarında ve halk tebâsı da cumhuriyetin, kurulduğu yıllarda bunu kayıtsız ve şartsız kabul ederdi. zira kazanımlar ve bu kazanımlar üzerindeki mustafa kemal etkisi bariz.
peki atatürk, neden çok partili rejime geçmek konusunda yanlış bilmiyorsam birden fazla kere girişimlere önayak olmuştur? atatürk, zeki bir adamdı. kendisine, adam gibi muhâlefet yapabilecek bir tebâ, topluluk, atatürk'ün ve dolayısı ile yeni rejimin, önünü görebilmesi için hayati bir önem taşıyordu. ancak, ilgili girişimlerde yürütülen muhalefet propagandasının "din" üzerinden yapılması, paşa hazretlerinin bu anlamda farklı önlemler almasını gerektirmiştir. ki uygulama da o dönemin şartlarında, bu şekilde olmuştur.
şimdi, atatürk'ü alıp da bugünün şartlarında seçime sokacak olsak, kesinlikle babasının halıya bulaşmış spermlerinden peyda olmuşlarla aynı fikirde olurdum. zira ayrışma o denli ciddi bir boyut kazanmış ki şu an itibariyle karın renginin "siyah mı" yoksa ki "pembe mi" olduğunu tartışacak kalıplara girmiş durumda insanlar. peki gözleri görmüyor mu? hayır görüyor ama "bitaraf olan, bertaraf olur" ve "oylar bölünmesin" demokrasisi ile söylenenler, yutulur hâle getiriliyor insanlar tarafından. bizim balıklar da yutuyor ziyadesiyle.
