aklımda kayalar kopuyor, duvarlar yıkılıyor
yüreğimde, kuruyan bir ırmağın yatağındaki boşluk
ayak izlerimi bırakmaya çalışıyorum taşların üstünde
kimsenin arayıp bulamayacağı bir adresim var artık.
dostlar da çekilip gidiyorlar hayatımdan
yürüdükleri yollarda arıyorum onları, sevdikleri kızların gözlerinde
kendi sularınca boğulan bir denizim ben
kendi taşlarınca zaptedilen bir kale.
başımı avuçlarıma alıp sıksam ne olur?
çıkarabilir miyim beynimdeki o kara suyu?
bir çiçek tarlasına dönüştürebilir miyim,
aylardır önünde durduğum bu dipsiz uçurumu?