nasıl bakarsan öyle görürsün. mecidiye camiisinde kılarken namazı;
istersen eskimiş duvarlarını görürsün, istersen huşu içinde devam ederken namazına;
her secdeye vardığında şaşırır kalırsın, yüzlerce insanın ayak bastığı mis kokulu halılara.
ve devam edersin; ubudiyetin gerekliliğiyle gönlünü, ruhunu terbiye etmeye.
hülasa bu da öyle.
dilersen o arındırılmışlık duygusuyla sentezlenmiş kokuyu çekersin içine,
dilersen kapı önündeki ayakkabıların kokularını.
sonra da seçersin, zihninde oluşan camii kokusunu.