Annem aklıma geldi bir an. Bolu da bu soğuk mevsimde zayıf bir ışığın altında sobanın üzerinde kestane kavuruşunu anımsadım. Hayal meyal hatırlıyorum. bir silüet gibi. Çocuk sayılırdım. Zeytin karası saçlarının güzelliği aklımın bir köşesinde. uzundu. ilk kestaneyi, ilk cevizi, ilk çekirdeği ,ilk mısırı hep bana vermesine rağmen abimi daha çok sevdiğini düşünür onu üzmek için her türlü arsızlığı ve haylazlığı yapmaktan alıkoyamazdım kendimi.
Ben ona o kadar uzak davranırken o ise bu haylazlığımı hiç umursamaz beni kucaklar öpücüklere boğardı. Bense o saçların kokusunun sarhoşluğuyla daha sıkı sarılırdım ona. Ve abime muzip muzip gülerdim sırtından. Özledim kestane kokusuyla karışan o saçlarının kokusunu. Ne güzel izler varmış çocukluğumun muzip gülüşünde.