müebbet türküsü

entry3 galeri
    ?.
  1. müebbet türküsü 2

    bu türkü hiç bitmeyecek karanlık sular akıyor içime
    her dizesi bir fırtına belki soluğum yetmeyecek
    korkarım teninden avuçladığım buğu uçup gidecek
    yastığım sımsıkı yastıkta aralanmıyor dudakların
    kış üşümesiyle durma sırtını dönüyor yatağım
    bir yangından çıkmışım tepeden tırnağa yanık
    çekip almışım bir çocuğu çığlığı bende kalmış
    yana yana dost kapılardan yüzgeri olmuşum
    su dökenimi aramışım inatla beni ağzınla sustur
    beni suskunluk kapkara suskunluk öldürecek beni
    sesi türkümün sesi sağanak yağmurları isterim
    dur altına sen de sağalır belki ateşi gövdemin
    duvarla başladı duvarla mı bitecek türküm
    şu dağlar eteği kuşatma tepesi karlı dağlar
    şu okul şu sokak şu ev şu ağaç şu bulvar
    düşünüyorum da sanki bir varmış bir yokmuş
    benim türküm yangın yeri sevgilim sesli konuş
    sesli konuş dışarda kalmasın çiçek yüklü dallarıyla bahar
    balçık gecelerden balçık gecelere çıkıyorum
    ayaydınlık sabahlara bir de sana inanıyorum

    benim türküm yangın yeri sevgilim sesli konuş
    söyle ben türkü söylerken sıkı bassınlar yere
    yağmurlu bulutları tepelerinde taşısınlar söyle
    benim gecelerim tepeleme ısırganotu sevgilim
    dur durak yok bana bu bahar akşamlarından
    toprak deniz ve kadın kokularıyla dövüyor da kapımı
    bir karası aşıyor duvarı kahrolası karanlık
    kibriti çakılmış sigarayım nerede dudakların
    barut dumanıyla islenmiş belki kararmış saçların
    çekincesiz yıkanırsın deli çılgın akan sularda
    sular hırçın sular arsız ben ellerimle yapayalnız
    kovalanmışım çocukça düşlerimden taşa tutulmuşum
    balıkları oltada bir deniz gibi ayağa kalkmışım
    delikanlıyım yıldızsız gecelerde düşlerine kıran girmiş
    sensiz kupkuru bir dalım güneşin gözüne batan
    grevsiz işçiyim de ocağı tütmeyen evim
    öğretmenim diline sözcük sözcük yasak vurulmuş
    çocuğum elinde bir balon bulut bir dolu umut
    benekli balonlarım sonra bir varmış bir yokmuş
    benim türküm yangın yeri sevgilim sesli konuş

    türkü söylüyoruz tahliyecinin ardından nedense yanık
    yanık birşeyler kokuyor havada ağlamak istiyorum
    ateş hattından çıkmışım beni ağzınla sustur
    tam bir hafta aralıksız dövmüşler barikatı
    kanlı upuzun bırakmışım üç arkadaşımı yorgunum
    yürürken şarapnel parçası düşüyor göğsümden
    çekilen ilk dişimmiş gibi alıp cebime koyuyorum
    daha otuzbir dişim var katıla katıla gülüyorum
    yaranı avuçlarıma ver ateş hattından çıkmışım
    yitiyor nöbetçi kulesi ellerim kopuyor parmaklıktan
    nerede susuzluğun bir yudum su kaldı mataramda
    ağzımda senin dudakların bir varmış bir yokmuş
    duvarın dibinde kurt köpekleri ve bolivyalı çavuş
    guevera'nın sırt çantasında neruda kahkahası
    ve ezbere okuduğun bizim şairlerimiz geliyor aklıma
    salt bizim işimizmiş gibi şaşıp kalmışım
    felâket yakışırmış meğer onlara da ölmek
    çınar dediğin de gün gelir devrilirmiş usulca
    anımsa ne derdik aramızda ona hadi anımsa
    a. kadir amca a. kadir amca a. kadir amca

    benim türküm yangın yeri sevgilim sesli konuş
    söyle ben türkü söylerken sıkı bassınlar yere
    yağmurlu bulutları tepelerinde taşısınlar söyle
    ben yokum okulda fabrikada sokakta sen yoksun
    her adımda bir pusu her pusuda bir sevinç asılı
    kapılar kapalı pencerelerin perdeleri aralanmaz
    çocukların oyuntaşı parçalanır camlarda gülmeler açmaz
    ardına kapının süpürgeyle kurum yığar bir kadın
    öğrenciler başka işçiler başka bir başka ülkem
    sen neredesin insan kardeşim nerede neredeyim ben
    hücremin değil evinin duvarında bitiyor voltam
    buz gibi titriyor sırtıyla duvara sırtımı dayasam
    adımlarımı sayıyor bir iki üç... aklı karışıyor
    gün biter mi ay biter mi mevsim yıl biter mi
    duvardan duvara ömür biter mi şaşıp kalıyor
    kapısını açsa kapıma çıkacak ödü kopuyor
    işte bu insan kardeşimin ölümcül korkusu bu işte
    ağır mahkumum düşüyorum bütün uçurumları
    yüreğinin kayalıklarında yeşertemedi henüz bana bir dal
    paramparça parmaklarım korkusunu sıçrıyor uykusunda

    insan yaralarım kanadı beni ağzınla sustur
    yaralarım kanamasa gözlerim duvarda kurur
    kör sağır suskunlukları dipsiz düşüyorum
    ayırdına varmadan dibini çekiyorlar uçurumun
    beni dipsizlik kapkara dipsizlik öldürecek beni
    sözüm kurşun hasretim kurşun kurtuluşum
    açsana gülün yaprağını uçsana kanadını kuşun
    sevmesi sevişmek değil gülmesi gülüşmek
    çocuğunun saçlarını okşuyor elleri dalgın elleri uzak
    yasaklarca çalışıp konuşup yaşıyor yasaklarca
    hah desem unutup büyük ellerini kaçacak
    kaçacak ardında madeni sesler bırakarak
    keşif kolları çıkar inadına yasak ateşler yak
    kuşatmalar da kuşatılır bir yerde haber uçur
    alınıp satılabilen bir ülkenin müebbetiyim ben
    türküm duvarla türküm yangınla sürüp gidecek
    gencim delifişek gözlerim bir çift kara tüfek
    bütün umutlar menzilimde belki kızıyorlar sözlerime
    henüz bir avuç insan kardeşimi gördüm fakat
    şaşırmadan ellerini dimdik bakabilirken gözlerime

    benim türküm yangın yeri sevgilim sesli konuş
    çoğalmasın yangın sesli konuş güzelim insan
    adın bende gizli gölgen takibinde helikopterin
    her gece koşar gelirsin düşlerimin çekimine kapılıp
    kent dağa kavuşur ellerim ellerini bulunca
    ellerimiz buluşunca düşlerim gece baskınında
    çam ve ardıç kokularını göğsüme bırakıp
    kopar yürürsün ellerimin şehvetine sarınıp
    yürürsün canımın içi kanatlan çarçabuk
    serçe tedirgini adımların ele vermeden seni..
    kaç mahpus yılı düşlerime girip çıktın
    hep bir umudun allığı düşler ki sınırsız
    düşler ki yazdan kışa uçsuz bucaksız
    düşler ki yaşanan yıllara aykırı..
    kurumasın istemem rüzgârda salınmadık hiçbir dal
    minik ellerin yine kabzasında büyüsün silahın
    devrederken nöbeti fakat bir el değmeli eline
    acı bir bulut gibi taşıma saçlarını seni ülkem bildim
    yorulursun arama arama ellerimi ellerimi unut
    katmer güllerin açtığı dağlardadır aşk ve umut

    umudum dağlarca yapraklarca umudum halklarca
    fabrikalar gecekondular.. duyuyorum tıpırtısını varoşların
    daha fazla dayanamaz bu beton bu demir bu plastik
    kolumu uzatınca elini buluyorum yan hücredeki arkadaşın
    eli sıcak elim sıcak sımsıcak umut yaşamak bu
    yaşamak bu diyorum kesip atıyorum karamsar yerlerimi
    ve gülüyorum gül sen de yüzünde güller açsın
    güney afrikalı zencilerin kavgaları erik çiçekleri kadar ak
    biliyorum nice kavgalar verilmekte bana yakın bana uzak
    hücre hücre direniyorum kuşatılsam da sayrılıklarla
    gün gelecek saçlarımın güz savrulması durmuş olacak
    duvarla boğuşmayacak hiçbir düş hiçbir adım hiçbir ayrılık
    ve hiçbir sözcük şiirde bir silah gibi patlamayacak
    ne müthiş bir duygu içerde umudu kıyasıya yaşamak
    çürütülmek ve öldürülmek olasılığı ağır basarken
    mutlu şarkıları ve zafer tarakalarını beklemek
    evet canım gün gelecek nasıl atılmışsam içeri
    öyle diri ve genç aşacağım yıkılan ilk duvarı
    oğlu kızı yitik bütün kadınları anam bileceğim
    sen diye öpeceğim ağzından karşıma çıkan ilk kızı

    karşıma ilk çıkan kızı sen diye öpeceğim ağzından
    boynuna doladığım kollarıma ayaz vuracak belki
    soracağım nerde belinin çukuruna dolan saçların
    susturacaksa o kız da ağzıyla sustursun beni..
    direnmenin güzelliği yüzümüzde kış bahar yaz
    çok değişmedik fakat ellerimiz büyüdü azbiraz
    gökyüzünden çalıp yolla uçurtmaları salkım saçak
    ellerimizde çocuk merakı ellerimiz güzel haberlere aç..
    bana ince uçurumlara bakan kar bahar yüklü patikaları anlat
    ki iz sürücüler tıkanıp kalsın sonlarına bakınca o saat
    köylere inişlerinizi bir de bir de kentlere kaçamak
    yün çorapları önemse dağlarda korkarım ayakların donacak..
    ağlamaklı oluyorum ne güzel düşlerken kuşanmış günleri
    kırılacakmış gibi bütün kapalı kapılar bugün yarın
    bayramlık giysilerimle buluyorum kendimi aynada tıraş olurken
    ranzamda uyur uyanık düş denizi geçiyor üzerimden
    alıp getiriyor kovasını küreğini kumdan kale yapan çocukların
    bulutları yıkıyorum saçlarından gözleri nasıl da umut..
    hep umut edeceğiz sevgilim kopacak her yenilgi sonrası
    sustu sanılan yüreğimizde korkunç bir yaşam fırtınası...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük