(#11618230) devamı olaraktan;
sevgili adaylığına kafalama dalan birisine gösterilen tepkidir. *
5. sınıfta taşınmış, yeni bir kente, kütahya'ya gelmiştik. ilk yıl, kente alışmak ve babamın torpiliyle girdiğim takıma *alışmak ile geçti. takımın değişmez ismiydim. okul takımına davet edilmiş, orada da değişmez isim olmuştum. okul ve lojman çevresinde popüler oluyordum, gün geçtikçe. 6. sınıfa geldiğimde her iki takımda da kaptanlığa layık görülmüş, okul takımını il bazında finallere kadar giden takımın kaptanıydım. finali kaybettikten sonra, asiliğin verdiği gaz ile hoca ile kavga ederek takımdan atılmıştım. klüp ise devam ediyordu. sınıf turnuvalarında 1. olmuş ve gol kralı olmuştum. 7. sınıfta okul takımında oynamama kararı almıştım, klüp ile de turnuvalara katılmaya devam ediyordum. sınıf turnuvalarında yine 1. olduk ve yine gol kralıydım.
yavaştan "lan yarram, banane senin futbol hayatından" deme aşamasındayız. yok lan, bunlar popülerliğimin dorukları oluyor. böylesine bir statü de insanda beklentiyi arttırıyor. okulun en güzel kızı gözde'ye taliptim. o okul bahçesine çıktığında, fantastik vuruşlar yapıyor "top benim lan istediğimi yaparım" havalarına giriyordum ki top zaten benim değildi.
erkeksi reyhan vardı. yan blokta oturuyordu. o en alt katta oturuyordu, ben ise kendi oturduğumuz blokta en üstte. statüler de bu orandaydı, davul bile statüsü statüsüne. neyse, beni görür, başlar sırıtmaya. ben huylanırım. o aralar, en asi yıllarımdı, okul takımında oynamayı bile kabul etmiyordum. bu hatun, baktıkça huylanıyordum. eskiden kalma tecrübem vardı. büşra vardı. fakat bu reyhan, büşra'dan da beterdi. orta kaşa ek olarak, ülkücü bıyığı vardı hatunda. üstelik benden 1 yaş büyük ve üst sınıftaydı. hiyerarşiye göre üst sınıflar, alt sınıfları dövebilir, onlarla dalga geçebilirdi. gel zaman, git zaman bu hatunun benden hoşlandığı tüm sınıfta duyulmuş. koridorda sakince yürürken, sağ kolumdan -sonraki yaşamımda çok etkileyecek- bir hamle ile bir sınıfa daldırılmıştım. tüm sınıf "dağlar kızı reyhan" şarkısın söylüyor, yavvvvşak yavvvvvvvvşak sırıtıyordu. olayı anlamam şarkının bitimine denk geldi, reyhan ise sınıfın arkasına konuçlanmış, tüm o a-seksiliği ile sırıtıyordu. "lan siktirin gidin." diye bağırıp sınıftan çıkmaya yeltendim ki, götün takı gömleğin yakasından tutup "lan sen nasıl konuşuyorsun bizle." diye sıkıştırmaya kalktı. e haliyle tüm sınıf başladı üstüme yürümeye, ben ki takım kaptanı, statü manyağı herife, bak sen? tabi bir şey yapmadan inceden içeri doğru sıça sıça kaçtım. bu götlerin korkusuyla reyhan'a da bir şey yapmadım. bahane arıyorlardı, bir şey yaparsam döveceklerdi.
uzun süre boyunca konusu açılmadı, yaz tatiline kadar başka kızlar ile dolaştım durdum. başkalarıyla gören reyhan, çılgına dönüyordu. yaz tatilinde ise, duyduğuma göre, benden nefret ediyormuş, artık beni sevmiyormuş. kurtulmuştum, mutluydum.
aşağı mahallede, taşlardan yaptığımız kaleler ile çift kale maç yapıyorduk. kaleye geçmiştim, arka tarafımın ilerisinde hem reyhan, hem gözde duruyordu. gözde yüzünden kaleye geçmiştim. arada ona bakıyordum, reyhan daha çok kuduruyordu. yine gözde'ye dalmışken, burak topa vurur ve üstten gider. gol, gol değil tartışmaları sürerken ben de topu ilerlemek için gözde'nin bulunduğu yere gidiyordum. şansa bak ki top tam önlerindeydi, şansızlığa bak ki reyhan'da oradaydı. tam topu almak için yeltenmiştim ki reyhan topa vurdu ve daha ileriye gitti. sağ elimin refleksinden bahsetmiştim değil mi?
+lan, manyaaaak mısın kızım sen?
tam sol gözünün altına, elmacık kemiğine doğru, mükemmel derece de sağ kroşemi geçirmiştim ki tam aynı yere tokadı yemem bir oldu.
-sen benim arkadaşıma nassıl vurursun yaaaaaaa?
gözde, arkadaşına vurduğum için kızmıştı, kıyamam. reyhan mı? bir daha görüşmedik, nitekim o yaz sonu gitmişti.
yıl 2011;
artık vurmuyorum. geliştirdiğim dil ile savuruyorum.