54.
-
anîs: anason.
anix: anason.
anket: anket.
anormal: anormal.
ansîklopedî: ansiklopedi.
antartîka: antarktika.
antên: anten.
antîlop: antilop.
antrenman: antrenman.
antrenor: antrenör.
aort: aort.
ap: amca.
apandîsîd: apandisit.
aqar: alan, arazi, yüzölçümü.
aqil: akıl, us.
ar: 1.ateş. 2.ar, haya.
aram: 1.huzur, sükunet, gönenç, istikrar, huzurlu, sakin.
aram bûn: huzur bulmak, sakinleşmek.
arambexş: huzur veren.
aramdar: huzur verici, sakinleştirici, müsekkin.
aramgah: 1.istirahat yeri. 2.kabir.
aramxane: huzurevi.
aran: sancılanmak, elem.
araq: rakı.
ararot: mama.
arask: donatı, teçhizat.
arastek: 1.donanım. 2.ziynet.
arastekar: dekoratör.
arastî: bezenmiş, donatılmış, teçhiz edilmiş.
arastin: bezemek, donatmak, teçhiz etmek.
arav: bulaşık suyu.
aravî: nargile.
ard: un.
ardik: irmik.
ardû: katı yakıt.
arena: arena
argon: ateş rengi.
argûşk: bademcik.
arî: 1.kül. 2.yardım. 3.hint-avrupalı.
arihandin: acıtmak, ağrıtmak.
arihîn: acımak, ağrımak.
arîk: tavan.
arîkar: asistan, yardımcı.
arîkarî: yardım.
arîkarî kirin: yardım etmek.
arîkarî xwestin: yardım istemek.
arîkarîxwaz: yardımsever.
arîle: kadın görünüşlü erkek.
arimîn: dinlenmek.
aring: koyun ve keçilerin genel adı.
arîperwer: yardımsever.
arîşe: problem.
arîşen: manevi, maneviyat, moral.
arîtmetîk: aritmetik.
arîxen: emin.
arîxen bûn: emin olmak.
arizî kirin: özelleştirme.
arkolk: maşa.
arkork: fırın küreği.
armanc: amaç, hedef, gaye, erek.
armûş: üzüm posası.
arşîv: arşiv.
artêş: ordu.
artêşgeh: ordugah.
artêşxane: orduevi.
artîşok: enginar.
arû: salatalık.
arûng: erik.
arvan: un, kışlık erzak.
arvane: dişi deve.
aryan: hint-avrupalı.
arzing: çırpı.
asav: ur.
asê: 1.asi, şaki. 2.yalçın.
asê bûn: direnmek.
asê kirin: güçlendirmek, tahkim etmek.
asêgeh: kale, müstahkem mevki, hisar.
asîd: asit.
asîman: gök, gökyüzü.
asîmanzanî: astronomi.
asîw: bela.
ask: geyik.
asmin: ufuk.
aso: ufuk.
astan: satürn.
asteng: 1.mâni, mania, güçlük, engel. 2.dar geçit.
asteng bûn: engel olmak.
asûde: asude.
asûn: durum, vaziyet.
asya: asya.
aş: değirmen.
aşê qehwê: kahve değirmeni.
aşêf: yabani otları ayıklama işi.
aşik: 1.kahve değirmeni. 2.mide.
aşît: çığ.
aşîtî: barış, sulh.
aşîtîperwer: barışsever
aşîtîxwaz: barışçı.
aşkartin (diaşkêre, biaşkêre) : açıklığa kavuşturmak.
aşvan: değirmenci.
aşxane: lokanta, restoran.
aşxanevan: lokantacı.
ataşe: ataşe.
atlet: atlet.
atletizm: atletizm.
atom: atom.
av: su.
av çikiyan: su tükendi (kesildi).
av standin: su almak.
ava: bayındır, imar, mamur.
ava berbejî: maden suyu.
ava bûn: bayındır olmak.
ava kelandî: kaynar su.
ava kirin: bayındır hale getirmek, imar etmek, inşa etmek, kalkındırmak, mamur duruma getirmek.
ava sûsê: meyan kökü suyu.
avabûyî: mamur.
avadanî: bayındırlık.
avahî: 1.bayındırlık. 2.inşaat, bina, bayındır yer.
avahiya bingehîn: altyapı.
avahiya jorîn: üstyapı.
avanî: meskûn.
avans: avans.
avantaj: avantaj.
avdan: sulama.
avdanî: sulama.
avdank: su kabı, sürahi.
avde: bir boy iplik.
avdêr: sulama işini yapan kişi.
avdestxane: helâ.
avdonk: tirit.
averû: ebru, yüz suyu.
avêtin: atış, atmak.
avêtin zindanê: hapsetmek, zindana atmak.
avêtinhev: atışmak.
avgon: mavi.
avgoşt: et suyu.
avî: sulu, sulak.
avîje: temiz.
avik: atmık, meni, sperma.
avis: gebe, hamile.
avisî: gebelik.
avjen: yüzücü.
avjenî: yüzme.
avjenper: yüzgeç.
avjîn: abıhayat.
avkêş: 1.saka, sucu. 2.tulumba.
avnûsk: mürekkep.
avpijen: fıskiye.
avrêjk: pisuar.
avrêl: nisan ayı.
avreşî: katarakt (göz).
avsark: içine kar veya buz konarak soğuk su saklamaya yarayan kuyu.
avşile: olgunlaşmamış üzüm suyu.
avteng: suyun daraldığı yer, boğaz.
avyar: saki.
avzêl: ilkbaharda akan ve ilkbahar bitince kuruyan pınar, bahar pınarı.
avzêm: ilkbaharda akan ve ilkbahar bitince kuruyan pınar, bahar pınarı.
avzêr: yaldız.
avzêr kirin: yaldızlamak.
avzûng: kayış tokası.
awa: durum, hal, vaziyet, metot, yöntem.
awan: fitneci.
awanî: fitne, fesat.
awarte: olağan dışı, istisnai.
awartin: istisna etmek.
awaz: beste, ezgi, makam, melodi, ses.
awêne: ayna.
awir: sert bakış.
ax: 1.toprak, 2.ah,ilenç.
axa: ağa.
axaftin: konuşma.
axareş: kara toprak.
axîn: ahlama, sızlanma.
axîn kişandin: ah çekme.
axiv: yaranın azması.
axret: ahret.
axund: hoca, ayet ya da dua okuyan kişi.
axur: ahır.
axûrk: tatarcık.
aya: acaba.
ayend: gelecek.
ayet: ayet, delil.
ayîn: tören.
az: dolgun, ihtiraslı, tutkulu.
aza: özgür, hür.
azad: özgür, hür.
azadî: hürriyet, özgürlük.
azadî bûn: kurtulmak.
azadî kirin: özgür bırakmak, kurtarmak.
azar: azar.
azar lêdan: paylamak.
azeb: bekar, ergen.
azebî: ergenlik çağı.
azerî: azeri.
azgîn: hırslı.
azîn: usul.
azirandin: azarlamak.
azmend: hırslı.
azmûn: imtihan, sınav, tecrübe.
azmûn bûn: imtihan olmak, denenmek.
azmûn kirin: imtihan etmek, denemek, tecrübe etmek.
azmûna devkî: sözlü sınav.
aznîf: bir çeşit domino oyunu.
azwer: hırslı, tutkulu, hırs, tutku.
kaynak: textara.