yeni başlayanlar için kürtçe dersi

entry67 galeri
    54.
  1. anîs: anason.
    anix: anason.
    anket: anket.
    anormal: anormal.
    ansîklopedî: ansiklopedi.
    antartîka: antarktika.
    antên: anten.
    antîlop: antilop.
    antrenman: antrenman.
    antrenor: antrenör.
    aort: aort.
    ap: amca.
    apandîsîd: apandisit.
    aqar: alan, arazi, yüzölçümü.
    aqil: akıl, us.
    ar: 1.ateş. 2.ar, haya.
    aram: 1.huzur, sükunet, gönenç, istikrar, huzurlu, sakin.
    aram bûn: huzur bulmak, sakinleşmek.
    arambexş: huzur veren.
    aramdar: huzur verici, sakinleştirici, müsekkin.
    aramgah: 1.istirahat yeri. 2.kabir.
    aramxane: huzurevi.
    aran: sancılanmak, elem.
    araq: rakı.
    ararot: mama.
    arask: donatı, teçhizat.
    arastek: 1.donanım. 2.ziynet.
    arastekar: dekoratör.
    arastî: bezenmiş, donatılmış, teçhiz edilmiş.
    arastin: bezemek, donatmak, teçhiz etmek.
    arav: bulaşık suyu.
    aravî: nargile.
    ard: un.
    ardik: irmik.
    ardû: katı yakıt.
    arena: arena
    argon: ateş rengi.
    argûşk: bademcik.
    arî: 1.kül. 2.yardım. 3.hint-avrupa’lı.
    arihandin: acıtmak, ağrıtmak.
    arihîn: acımak, ağrımak.
    arîk: tavan.
    arîkar: asistan, yardımcı.
    arîkarî: yardım.
    arîkarî kirin: yardım etmek.
    arîkarî xwestin: yardım istemek.
    arîkarîxwaz: yardımsever.
    arîle: kadın görünüşlü erkek.
    arimîn: dinlenmek.
    aring: koyun ve keçilerin genel adı.
    arîperwer: yardımsever.
    arîşe: problem.
    arîşen: manevi, maneviyat, moral.
    arîtmetîk: aritmetik.
    arîxen: emin.
    arîxen bûn: emin olmak.
    arizî kirin: özelleştirme.
    arkolk: maşa.
    arkork: fırın küreği.
    armanc: amaç, hedef, gaye, erek.
    armûş: üzüm posası.
    arşîv: arşiv.
    artêş: ordu.
    artêşgeh: ordugah.
    artêşxane: orduevi.
    artîşok: enginar.
    arû: salatalık.
    arûng: erik.
    arvan: un, kışlık erzak.
    arvane: dişi deve.
    aryan: hint-avrupalı.
    arzing: çırpı.
    asav: ur.
    asê: 1.asi, şaki. 2.yalçın.
    asê bûn: direnmek.
    asê kirin: güçlendirmek, tahkim etmek.
    asêgeh: kale, müstahkem mevki, hisar.
    asîd: asit.
    asîman: gök, gökyüzü.
    asîmanzanî: astronomi.
    asîw: bela.
    ask: geyik.
    asmin: ufuk.
    aso: ufuk.
    astan: satürn.
    asteng: 1.mâni, mania, güçlük, engel. 2.dar geçit.
    asteng bûn: engel olmak.
    asûde: asude.
    asûn: durum, vaziyet.
    asya: asya.
    aş: değirmen.
    aşê qehwê: kahve değirmeni.
    aşêf: yabani otları ayıklama işi.
    aşik: 1.kahve değirmeni. 2.mide.
    aşît: çığ.
    aşîtî: barış, sulh.
    aşîtîperwer: barışsever
    aşîtîxwaz: barışçı.
    aşkartin (diaşkêre, biaşkêre) : açıklığa kavuşturmak.
    aşvan: değirmenci.
    aşxane: lokanta, restoran.
    aşxanevan: lokantacı.
    ataşe: ataşe.
    atlet: atlet.
    atletizm: atletizm.
    atom: atom.
    av: su.
    av çikiyan: su tükendi (kesildi).
    av standin: su almak.
    ava: bayındır, imar, mamur.
    ava berbejî: maden suyu.
    ava bûn: bayındır olmak.
    ava kelandî: kaynar su.
    ava kirin: bayındır hale getirmek, imar etmek, inşa etmek, kalkındırmak, mamur duruma getirmek.
    ava sûsê: meyan kökü suyu.
    avabûyî: mamur.
    avadanî: bayındırlık.
    avahî: 1.bayındırlık. 2.inşaat, bina, bayındır yer.
    avahiya bingehîn: altyapı.
    avahiya jorîn: üstyapı.
    avanî: meskûn.
    avans: avans.
    avantaj: avantaj.
    avdan: sulama.
    avdanî: sulama.
    avdank: su kabı, sürahi.
    avde: bir boy iplik.
    avdêr: sulama işini yapan kişi.
    avdestxane: helâ.
    avdonk: tirit.
    averû: ebru, yüz suyu.
    avêtin: atış, atmak.
    avêtin zindanê: hapsetmek, zindana atmak.
    avêtinhev: atışmak.
    avgon: mavi.
    avgoşt: et suyu.
    avî: sulu, sulak.
    avîje: temiz.
    avik: atmık, meni, sperma.
    avis: gebe, hamile.
    avisî: gebelik.
    avjen: yüzücü.
    avjenî: yüzme.
    avjenper: yüzgeç.
    avjîn: abıhayat.
    avkêş: 1.saka, sucu. 2.tulumba.
    avnûsk: mürekkep.
    avpijen: fıskiye.
    avrêjk: pisuar.
    avrêl: nisan ayı.
    avreşî: katarakt (göz).
    avsark: içine kar veya buz konarak soğuk su saklamaya yarayan kuyu.
    avşile: olgunlaşmamış üzüm suyu.
    avteng: suyun daraldığı yer, boğaz.
    avyar: saki.
    avzêl: ilkbaharda akan ve ilkbahar bitince kuruyan pınar, bahar pınarı.
    avzêm: ilkbaharda akan ve ilkbahar bitince kuruyan pınar, bahar pınarı.
    avzêr: yaldız.
    avzêr kirin: yaldızlamak.
    avzûng: kayış tokası.
    awa: durum, hal, vaziyet, metot, yöntem.
    awan: fitneci.
    awanî: fitne, fesat.
    awarte: olağan dışı, istisnai.
    awartin: istisna etmek.
    awaz: beste, ezgi, makam, melodi, ses.
    awêne: ayna.
    awir: sert bakış.
    ax: 1.toprak, 2.ah,ilenç.
    axa: ağa.
    axaftin: konuşma.
    axareş: kara toprak.
    axîn: ahlama, sızlanma.
    axîn kişandin: ah çekme.
    axiv: yaranın azması.
    axret: ahret.
    axund: hoca, ayet ya da dua okuyan kişi.
    axur: ahır.
    axûrk: tatarcık.
    aya: acaba.
    ayend: gelecek.
    ayet: ayet, delil.
    ayîn: tören.
    az: dolgun, ihtiraslı, tutkulu.
    aza: özgür, hür.
    azad: özgür, hür.
    azadî: hürriyet, özgürlük.
    azadî bûn: kurtulmak.
    azadî kirin: özgür bırakmak, kurtarmak.
    azar: azar.
    azar lêdan: paylamak.
    azeb: bekar, ergen.
    azebî: ergenlik çağı.
    azerî: azeri.
    azgîn: hırslı.
    azîn: usul.
    azirandin: azarlamak.
    azmend: hırslı.
    azmûn: imtihan, sınav, tecrübe.
    azmûn bûn: imtihan olmak, denenmek.
    azmûn kirin: imtihan etmek, denemek, tecrübe etmek.
    azmûna devkî: sözlü sınav.
    aznîf: bir çeşit domino oyunu.
    azwer: hırslı, tutkulu, hırs, tutku.

    kaynak: textara.
    1 ...