Amin Maalouf'un okuduğum diğer kitaplarında olduğu gibi, bu kitabında da türklük, türk kültürü, türk büyüklerine karşı olan kin / nefret / hastalık derecesindeki bağnazlığı söz konusudur. kitapta bunun birçok örneği görülmektedir.
anlamadığım nokta, neredeyse birçok itabını doğu kültürlerinden, efsanelerinden, destanlarından, büyük şahsiyetlerinden faydalanarak veya bunlara dayanarak yazmasına rağmen, bu değerlere karşı bir küçük görme ve rahatsızlık var. birçok türk kültür unsurlarını kitaplarında konu ediyor ama hep kötü göstererek, küçük düşürerek. bu doğunun limanları'nda da böyleydi, afrikalı leo'da da böyleydi, bu kitapta da böyle.
melikşah'a ve alparslan'a hakarete varan yakıştırmalar, 2. abdülhamit'ten bahsederken kullandığı tabirler, türkleri yabaniler gibi görme alışkanlığı ve niceleri.
beni asıl rahatsız eden ise, üstteki entrylerde bu adamın kitabının beğenilmesi ve kendisini çok büyük yazar görme aymazlığı.