aynı kırmızı ışıkta beklerken, bankasından yorgun argın çıkan, tüplü ama mümkün olduğunca son model jeepe binen, kulağında bluetoothla saçma sapan bi telefon görüşmesi yapan adamdan fena tiksiniyorum.
hayatını bu kadar tüketime mahkum eden, "olum çoluğa çocuğa zaman ayıramayacak kadar çok çalışıyorum ama para bende" zihniyetindeki insanlarla aynı havayı solurken boğuluyorum. oksijenimden çalmayın lan!
metresine ankara çankayada daire kiralayan ama karısının da kendisini mutfak bankosunda bir çapulcuyla aldattığını bilmeyen adama üzülüyorum.
efendi gibi telefonunu aç konuş. paranın, tüketmenin bu kadar kölesi olma; gösterişin peşinde koşma.
boş ver bi toplantıya yetişmeyiver, bırak bi ay "ulan nasıl geçinicez" deyu düşün. hayat çok ciddi lan ama bazen bu kadar da ciddiye almaya gerek yok. bu arada karına göz kulak ol, ortalık namuslu taklidi yapan kaşarla dolu. parayı mezara mı götürecen olum?