bu tür baskınların içeriğinin boş olup olmadığı bir yana toplumun bir kesiminde yarattığı tepkiyi giderek derinleştirmekte, ayrışmayı ve partizanlığı giderek kemikleştirmektedir.
şahsen izmir bb'de yolsuzluk var ya da yok diyemem, henüz yargıya ulaşmış bir şey var mı o da belirsiz. ancak şu 1 haftada yaşanan süreci -kaset skandalları ve bu baskın- özellikle başbakanın mhp tabanına yapmaya çalıştığı şirinlik ve aynı zamanda bahçeli ile olan ağız dalaşı, ysk kararı ile bdp gerginliği muhalefet üzerinde çeşitli tarzda oyunların denendiği şüphesini uyandırıyor. bu anlamda muhalif kesimin refleksif tepkisini hoş görmek gerekir. bu süreçte hükümet ile alakalı en küçük olumsuz bir haberin bile yapılamaması, üstelik içi boş bir projenin yaygarasının kopması, muhaliflere hiç bir yerde yaşam hakkı tanınmamasına karşın hükümetin hale zulüm gördüğünü söylemesi hiç te inandırıcı değil.
naçizane görüşüm tüm bu örnekler dahilinde hükümetin o vadettiği %50 lik oy potansiyelini sadece bu tepki nedeniyle bile alamayacağıdır. eğer seçime yakın bir dönemde patlatacağı başka bombalar yoksa.
şunu görüyorum ki siyasi üslup ve politik anlayışımız hızla başka bir geleneğe doğru kayıyor. bunu giderek siyasi yaşamımızda her tabakada rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. öyle ki 90 lı yılları yaşamış biri olarak yine de o dönemin siyasi liderlerinin bugünden daha bir diplomatik bir dille biribirini eleştirdiğini hatırlarım. anahaber bültenleri ile yazılı basından artık giderek uzaklaşıyorum. bunda medyanın tekelciliği en büyük neden.
izmir bb'ye yapılan bu baskın da ve diğer olaylarlar da zaten öteki yani muhalif seçmenin halihazırdaki tercihini perçinlemekten başka bir işe yaramaz. zira ösym skanddal silsilesi ve heykel barbarlığı benim hükümetten kilometrelerce uzaklaşmamın iki nedeni. oysa takdire değer icraatları olmasına rağmen.
burada belirtmeden edemeyeceğim bir anekdotu ise aktarmam gerek. yorumsuz elbette. çalıştığım kurumda öüğrencilerle karşılıklı muhabbetimizin bir yerinde 1940 lı yılların seferberlik ekonomisi söze takıldı. haliyle ekmeğin karneye bağlandığı bu dönem hepimizin malumu. bir öğrenciden şu cümleleri duymak ise beni dumurdan dumura uğrattı. ona göre bir chp li vekil "ekmek bulamazlarsa pasta yesinler" demiş. varın yorumu siz yuapın seçmenin genel profili ile ilgili.