Kemalizm faşist değildir. Lakin Mustafa Kemal diktatördür. Lakin dünya tarihinin ender gördüğü sosyalist diktatörlerdendir. Bu ikisi arasındaki farkı ayrımsayamamak kemalizmi faşizm ile karıştırılmasına neden olmuştur. Bir de elbette Mustafa Kemal'e ve kemalizme saldırmanın dayanılmaz çekiciliği buna neden olmaktadır. Kendisini marjinal sanan, bokunda boncuk bulmuş gibi araştıran her birey bu basit ve temeli olmayan iddialara kendisini kolayca inandırabilir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmuş aşamasında alel acele alınması gereken bazı kararlar günümüzün koşulları ile karşılaştırıldığında bu önermelere kanılabilir. Ama kemalizme faşist diyebilmek için ilk önce kemalizmin doktrinlerini bilmek ve hatta faşizmin de doktrinleri bilmek gerekmektedir. Yoksa yapılan her şeye "Ulan bu faşizm" demek ancak donanımsız bünyelerin başvuracağı yöntemlerdir. Ama henüz ilkokulda öğretilen ilkelerinin içinde cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik, milliyetçilik ve Devrimcilik olan bir rejimin faşizm ile karıştırılması acınası bir durumdur.
Ne yazık ki Mustafa Kemal'e ve ideallerine saldırmak sanıldığı kadar marjinal bir durum değildir. Daha cumhuriyetin kurulduğu ilk günlerde bile bu yapılmıştır ve hala yapılmaktadır. Ve yine ki bu saldırılar oldukça sistematik bir biçimde organize edilmektedir. Nitekim önlerinde duran ve bilimsel olarak fikirlerine karşı çıkan her aydınımızı da ortadan kaldırmaktan çekinmez bu sistem. "Atatürk'e saldırmanın dayanılmaz hafifliği" kitabının yazarı Ahmet Taner Kışlalı'nın ve Uğur Mumcu abimizin ortadan kaldırılması gibi. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak da yapılması gereken kendisine emanet edilen bu ülkenin sorumluluğunu alarak araştırmak, bilmek ve analiz etmektir.
Trol'lerimiz ve donanımsız yazarlarımız olduğu sürece bu başlıklar bitmez...