aziz nesin'in mezarının yeri, vasiyeti sebebiyle bilinmiyor. iyiki de bilinmiyor. çünkü aziz nesin, yaşarken yetmezmiş gibi öldükten sonra da kendi büyüklüğünü, önemini hazmedemeyen zihniyetler tarafından tacize uğrardı. bundan eminim. işte, geçtiğimiz hafta çığırtkan basınımızın ve nesin vakfı çocuklarının gözaltına alınma sürecinde, cezaevindeki yetkililerin tavırları bunun en büyük kanıtıdır:
cezaevi yetkilisi (cy): sen allah'a inanıyor musun?
nesin vakfından suçlu bulunan çocuk (nvsbç): evet abi.
cy: sen nesin vakfından değil misin?
nvsbç: evet..
cy: o allahsız aziz nesin'in yerinde nasıl inanırsın allah'a lan!!
memleketin en önemli matematikçilerinden biri ve babasının tek hayırlı evladı olan ali nesin, kaç günden beri babasının büyük emekler sonucunda tırnağıyla, dişiyle yarattığı 30 yıllık vakfa atılan çamuru temizlemekle uğraşıyor. ve temizledi de... adli tıp raporları, 2-3 gün boyunca suçsuz yere cezaevinde adi suçlularla aynı yerlerde tutulan, gardiyanlardan, mahkumlardan dayaklar yiyen, falakadan ayakları şişen gencecik çocuklar ve memleketin belki de en insancıl niyetlerle kurulan vakfına attığınız çamurlar sonucunda suratınıza tükürmek isteyen insanlar var büyük türk basını...