seçmen statüsündeki her bireyin bir oy hakkına sahip olmasının sonucudur. bazen zaralı tarafları varmış gibi görülebilir ama demokrasinin temeli budur.
örneğin profesör yüzlerce kitap okumuş, genel kültür seviyesi yüksek bir bireydir, en azından öyle umuyorum. bu adam oy verirken parti programını okur, değerlendirir, derinlemesine bir sorgulama yapar. dünya'yı algılayışı ve politik görüşü doğrultusunda kararını verir. oyunu atar.
çoban ise (daha doğrusu genel olarak çoban ile kastedilen yüzeysel bir birey sanırım); ne doğru düzgün bir eğitim almış ne de kendini geliştirmiştir. dünya görüşü karnım tok sırtım pek olsun yeterden ibarettir. seçim kampanyasında yemek dağıtan partiye sempati duyar. sandığa gider kendisini bir gün doyuran partiye oy verir.
bu çok da rahatsız olunacak bir durum değildir aslında. tahammül edilmelidir. bu ülkede yaşayan herkes aynı haklara sahiptir, en azından olmalıdır. asıl sorun üçkağıtçılıkla oy toplayan partilerdir. çoban değil...