atatürk ün felsefi derinliğinin olmadığı gerçeği

entry35 galeri
    30.
  1. atatürk'ün anlaşılamaması sonucu ortaya çıkan önerme.
    öte yandan yazar, bir devrim gerçekleştiren liderin ideolojik felsefeden yoksun olduğunu ve sonrasında da böyle bir felsefeyi geliştiremediğini, bunun da nedeni olarak böyle bir zekadan yoksun olduğunu ifade etmek istediğini düşündürmüştür şahsıma. benim anladığım bu enazından. bu da son dönem ortadoğu isyanlarının moda söylemi haline gelen iddiayı anımsatmaktadır.

    balkan harbinde darmadağın olmuş bir ordunun içler acısı hali ardından trablusgarp ve ardından birinci dünya harbi ve kurtuluş savaşları. geçtiğimiz yüzyılın başında topraklarımızda 10 yıl gibi bir sürede yaşanan bu felaketleri düşününce yukarıdaki iddiayı fazlaca haksız bulmak imkansız. hem yazarın kendi söylediği hem de ona verilen bir çok cevap rewsmi tarihin ürünüdür. evet, aslında mesele resmi tarihtir. peki resmi tarih gerçekten suçlu mudur? ve yalanlarla mı doludur? gerçekler çarpıtılmış mıdır?
    mustafa kemal'in üstün zekalı üstün bir lider olduğu, tüm dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir. bunu tartışmayacağım bile. peki mustafa kemal bir günde mi lider oldu. onu lider koltuğuna oturtan sirecin tarihsel sürecin kendisi olduğunu unutmamak gerekitğini düşünüyorum. yani kaderin bir cilvesi diyebilirsiniz ama böyle bir cilveye de can kurban. mustafa kemal türk insanına bir ideoloji ya da felsefe kazandıramadı, ne ingilizler gibi kraliyete bağlılık ne de amerikalılardaki gibi bir amerikalılık duygusunu, ne de hitler gibi uzak hedeflere yılmaz bir irade ile çalışbilen bir milleti ne de sovyet rusya dan çıkan lenin ideolojisi.

    kaderin cilvesine bakın ki, tanzimattan bu yana süregelen batılılaşma hareketinin bir ürünüdür mustafa kemal. yani şunu demek istiyorum; yukarıda adını saydığım ülke ve vatandaşlık duygusunu veya felsefesini yaratacak tarihsel sürecin süzgecinden geçmemiş ve %90'ının okuma-yazma bilmediği ve 10 yıldır da savaşlarla kan kaybeden vatandaşlarının olduğu bir yerden bahsediyorum. hangi felsefenin gelişmesini bekleyebilirizki bu ortamda. kaldı ki osmanlı hiç bir zaman batılı olamadı, bu "felsefe" muhabbeti tam da batılı demokrasi ve ideoloji anlayışının bir tezahürü değil midir aynı zamanda?

    zamanın kaçınılmaz sonucu olarak dünyanın en talihsiz topraklarında yani ortadoğuda yaşayan türkler için en önemli felsefe bence misak-ı milli'nin kendisidir. tam bağımsızlık uğruna yapılan destansı mücadele bence gereken cevaptır.
    fransız ihtilali, yüz yıldır ezilen bir ırk "türkler" barbar, insan yerine konmayan bir millet (bile değil), sürekli mağlubiyetler,balkan savaşları sonrası yunanılıların ve bulgarların yöredeki türk vatandaşlarına yaptıkları işkenceler anlatılır bazen. ve evet, atatürk'te kendi doğduğu yeri yunanlılara bırakmış bir göçmen artık.

    hiç düşündün mü? babanın yıllarca biriktirdiği ve yaptırdığı bir ev en azılı düşmanının eline geçiyor. bir daha dönememecesine terkediyorsun o toprakları. bunun nasıl bir nefret yaratcağını hiç sorguladınız mı? düşman gırtlağınıza dayanmış. ben düşündükçe tüylerim diken diken oluyor. neler yaparım diye düşünüyorum. bunun gibi yüzlerce örnek. işte o zaman kendi tarihi olmayan bir topluluğu millet yapmak uğruna kafataslarını da inceletirsin. çünkü o güne kadar senin tarihin sadece islamdan sonrasıdır. daha öncesi nedir bilinmez. faşisttir, milliyetçidir, kimine göre de din düşmanıdır. istediğin yerden yak. ancak o bir liderdir. onu sevilir kılan da budur.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük