ağustos şiiri

entry5 galeri
    5.
  1. yılandere ölüler yatağı helalim ölüler
    katran mazot bidonları paslı putreller
    kargalar üşüşmüş ahmedo'mun ellerine kargalar
    ahmedo'mun düşlerine yılan çiyan doluşmuş
    garipler mezarlığı doymamışlar dünyası
    yıkılası karakuşak kurudere sırtları
    ahmedo'm bir yaz bulutu bir varmış bir yokmuş
    fenerler titreşiyor bıçaklanmış türkülerin gözbebeklerinde
    vinçler beni balçık gibi akşamlara bindiriyorlar
    sen olmasan şu sabahlar olmasa
    şu benim büyük büyük susamışlığım
    bu mızmız takvimi bir solukta susturacağım
    yılandere ölüler yatağı helalim ölüler

    yine ağustos gelse elele versek
    sen anandan kaçsan ben yalnızlığımdan
    yeni yoldan sazanlı çaydan geçsek
    güneşin bahçeleri emzirdiği saatta
    susamışlar aşkına, kandım diyesi
    uzun uzun öpüşsek
    yine ağustos gelse kovulsak cennetimize
    şantiye hiç durmadan ötse bağırsa
    lazoğlu büyükharflerle sövse işçilerine
    damlarda kaysı yarsalar rumeli göçmenleri
    dillerini sevdiğim kıvırcık dillerini,
    ıssız bahçelerden geçsek unutulmuş sokaklardan
    çocuklar mavi mavi gülüşüp kaçışsalar
    bir masal dinler gibi sessizliği dinlesek
    kendimizi dinlesek köklerin çığlığını
    seni kollarıma alsam, yine yumsan gözlerini
    yine kapışılsa yavrum, batan şehrin hazineleri
    biz yine kendi derdimize düşsek *
    0 ...