ole bornedalın (bkz: Nattevagten)ten sonra en iyi filmidir.
ölümle başlayan ölümle biten, özgürlük, tutku ve şiddeti çok iyi harmanlayan bu film için, "Hayat egzotik hayaller üstüne kurulu değildir ve acı gerçek bir gün kapımızı çalar." demek hakkaten doğru olur sanırım..
sıradan her insan, sıra-dışına çıkma için sadece bir işaret bekler. dışarısı eğlenceli olduğu kadar tehlikelidir ve sonrası ise genelde hüsranla sonuçlanır.
sıradan bir hayatı olan Jonas'ın, hayatının sıradan hatta vasat günlerinden birini yaşarken, beklenmedik bir anda çıkagelen garip bir kadına duyduğu anlatılmaz tutkunun, jonas'ı ölüme nasıl götüreceğine şahit oluyorsunuz. gizemini sonuda dek koruyan film, karmaşık örgüsüyle izleyicinin başını döndürüyor. filme gömülmek tabiri bu filme cuk oturur..
izleyin lan işte güzel film.