mhp barajı geçer ama geçmesi türkçülük güden ama dindar olmayan kesimin oylarıyla olur. yani mhp o klasik dindar türklerden değil, dini bağlılığı az kişilerden oy alarak barajı geçecek. chp kürtlere yakınlık göstermeseydi ve bir alevi partisi haline gelmeseydi mhp'nin baraj geçme ihtimali düşüktü.
şimdi chp'nin dönüşünden kaçanların hedefi mhp. fakat bu hayırlı mıdır? mhp klasik seçmen tabanı ile dindar olmayan türkçüleri aynı anda nasıl barındıracak? mhp baykal'ın chp'sine mi dönüşecek. bunlar zor sorular. mhp'nin işi zor. kararı onlar verecek. bu durumda chp ile mhp aynı tabana yönelir.
ittihat ve terakki iki fraksiyon barındırırdı. ikisi de şiddet yanlısı ve asker destekli olan dindar türkçüleri ve azınlıkların desteklediği sünni müslüman olmayan şu an chp'nin temsil ettiği insanları. klasik sağ ve biraz da aşırı sağ ise ittihat ve terakki asker kaynaklı/destekli olduğundan başka partilerde olmak yerine yaşayabilmek ve misyonlarının etkili olabilmesi için ittihat ve terakki içinde mecburi olarak bulunurdu. günümüzde ise askerin silahlı tehdidi ve muhalif siyasilere komploları, darbeleri etkisiz hale gelmeye başladı. insanlar ittihat ve terakki geleneğinden ayrılan partilerin de iktidarda kalabileceğini akp döneminde gördü.
geri kalan iki fraksiyon şu an ayrı olsa da ittihat ve terakki'nin bel kemiği olan ideolojileri barındırıyor. birbirlerine düşman iki kardeş gibiler. ortak düşmana karşı birleşirler, başka zaman birbirlerini yerler. şu an başka yerde ekmek yok. birbirlerini yiyecekler. mhp barajı geçerse chp'nin oylarını azaltarak geçer. belki chp, mhp'de meclise girsin diye biraz çizgisini eski yerine çekmiştir. deniz baykal'lı chp, mhp'ye dönüşüyorken, devlet bahçeli'nin mhp'si de chp çizgisine gidiyordu. bir ara ortada buluştular. bu mhp'ye chplilerden oy getirirken klasik sağdan(inançlı milliyetçi insanlar) uzaklaşmasıyla oy kaybettirdi. kim ne derse desin bu ülkede akp dahil büyük partilerin hepsi milliyetçidir. ama bazı milliyetçiler diğer türlerin olmasını hazmedemez ve yok etmek veya yok saymak ister.
