hepimiz eski bir metni okuduğumuzda ya da bir efsaneden söz edildiğini duyduğumuzda sembolik anlamının ötesinde bir şeylerin daha varlığını düşünürüz. bize öyle gelir ki bu metinlerin ya da mitlerin anlatmak istedikleri daha derin gerçeklikler vardır ve bunu ancak bu sırları çözmesini bilenler anlayabilir. aslında bu düşünce hiç de yanlış değildir.
özellikle avrupada ve amerikada son zamanlarda çok sıkça kullanılmaya başlanan türkçede içrek sözcüğü ile karşılanan ezoterik sözcüğü içinde saklı olan anlamı sadece seçilmiş kişilere açıklanan öğretileri tanımlamak için kullanılır.
ezoterizm sözcük olarak yunanca (içe ait, içrek, sadece müritlerin bildiği anlamında, arıkdal gizli öğreticilik olarak kullanıyor) sözcüğünden gelir. bu sözcüğün kökü ise ( iç, içerisi) dir.
sözcük anlamı olarak ise ezoterizm sadece belli sayıda müritlere açıklanan halkın düzeyine inmeyen ya da inmemesi gereken doktrine denir. ezoterik doktrin müritlere sözlü olarak aktarılan tüm bilgi ve öğretilere denir (petit robert)
meydan larousse ansiklopedisi ise türkçe eşanlamlısı içrek başlığı altında daha geniş bilgi vermektedir:
yalnız vakıf olanlara öğretilen || vakıf olmayanlarca anlaşılmayan bilgi ve ya eserler için kullanılır...
ansi. fels. içrek kelimesi dışrakın karşıtıdır. pythagorasın çömezlerini dışrak ve içrek diye ikiye ayırdığı söylenir; birinciler sadece adaylardı; ikinciler ise üstadın öğretisini bütün incelikleri ve sırları ile bilenlerdi. dışrak eserlerde yalnız en açık kanıtlar ileri sürülür, daha karanlık ve kesin olan kanıtlar ise içrek eserlerde yer alır. sırra ve gizli bilgiye ermiş olanlardan başkasının kavrayamayacağı esrarlı bir öğreti fikri birçok kimseye hoş görünmüş ve her devirde az ve ya çok içrek topluluklar (msl. mason dernekleri) kurulmuştur.
- giz. ilm. herhangi bir dinin, sadece sırra ve gizli bilgiye ermiş olanlara açıklanan yönüne içrek bilim adı verilir. kabalacıların içrek elyazmaları , açkı ve ya anahtar adıyla anılır. içrek öğreti, oyun kâğıdı falı, simyacıların sırları, sihir, büyü, kabala gelenekleri gizli dini törenleri vb. kapsıyordu. apokalipsisin açıklanması, hezeikelin gördüğü hayallerin yorumlanması da içrek konular arasında yer alır.
bu tanımda dikkat edilmesi gereken nokta eski yunanda içrek ve dışrak kavramlarının kullanıldığıdır , - dışrak ifadesini ilk kullanan aritotelestir - yalnız bunların genelde felsefe okullarına atıf yaptığı görülür. eski yunandaki gizlem okulları ileride yayınlanacak yazılarımızda göreceğiz. ayrıca ezoterik topluluklar yıllar boyu esrarlı bir öğreti fikri hoş geldiği için değil, belli bir amaç için kurulmuşlardır.
daha geniş kapsamlı bir tanım yapacak olursak, ezoterizm, sadece seçilmiş belli bir topluluğa verilen ( bunlara inisye < fr. initié denir ) , semboller ve şifreler aracılığı ile aktarılan, erginlemeye ( fr. initiation ) dayanan, metafizik öğretilere denir. bu öğretilerin içeriği ve erginlenmenin aşamaları çeşitli kültürlerde yeri geldikçe ayrıntılı biçimde incelenecektir.
bu arada ezoterizmi küçümsemek isteyenler ezoterizmin birçok alan için geçerli olduğunu söylerler. örneğin kimya, matematik fizik bile sadece bunu öğrenmek isteyenlere semboller vasıtası ile aktarılır. bu her şey için geçerlidir, bir koçun takımına verdiği taktikler bile semboller vasıtası iledir, maçtan önce bir ritüel uygulanır gibi. bu örnekler ancak ezoterizmi anlatmak için örnek olarak verilebilir. ancak ezoterizm günümüzde kullanılan anlamı ile ezoterik öğretileri belirtir.
ezoterik öğretiler, çağlar boyunca, sadece bu öğretileri almaya hazır kimselere gerektiği gibi verildiğinden ve çağın getirdiği değişikliklere gerek semboloji gerekse de açıklama yönünden uyum sağlayabildiği için günümüze kadar gelmiştir. bu öğretiler geniş kitlelerde yayılmamış, yayıldığı yerde de bozulmaya uğrayıp yok olmuştur. bu sayede saflığını koruyan öğretiler bu yüzyılın son yarısındaki bilgilenme ye paralel olarak kısmen gün ışığına çıkmıştır. bunun doğal sonucu olarak da yanlış anlamalar ya da yanlı yayınlar da ortaya çıkmaktadır.
ezoterizm hakkında dikkat edilmesi gereken bir husus da dinlerin ezoterik ve egzoterik yanları olmakla birlikte, ezoterizm sadece dinlerin ezoterik yanı demek değildir. bunu yanında ezoterizm sadece belli topluluklara ait bir din de değildir. kutsal olan sadece dinin tekelinde bulunmaz, daha farklı bir deyişle kutsal ile ilgilenen her öğreti bir din olmak zorunda değildir. ezoterizm kutsal olana daha derin bir bakıştır.
ezoterizmi genel olarak bir inanç olarak değil de, insanlığın tarihinin başlangıcından günümüze kadar gelen bir gelenek, öğreti olarak algılamak daha doğru olur. bu bilgi sayesinde tarih içindeki birçok sanatçı ve düşünürün eserlerini anlamak da daha kolay olur.
ülkemizde de ezoterizm hakkında birkaç kitap çıkmıştır.
buna en iyi örnek ülkemizde haziran 1994de gece yayınlarından çıkan cihangir generin ezoterik-bâtıni doktrinler tarihi isimli kitabıdır. kendi alanında ilk olduğu için saygıyı hak eden bu çalışma bir takım yanlışlıklar ve yanlı ifadelerle doludur. bunlardan en önemlisi ezoterizmin ulaştığı son noktanın masonluk olarak gösterilmesi çabasıdır. ezoterizm masonluk içinde de var olmakla birlikte, masonluğun dışında da varolan bir öğretidir.
ezoterizm hakkında ülkemizde çıkan bir önemli kitap ise, yakın zamanda kaybettiğimiz ergun arıkdal tarafından yazılan gizli öğreticilik adlı eserdir. bu konuda araştırma yapmak isteyen okuyucular ruh ve madde yayınları tarafından 1997de yayınlanan bu kitapta, dikkatli okumaları kaydı ile çok ilginç bilgiler bulacaklardır.
ezoterizm hakkında bir önemli kitap da ergun candanın yazdığı gizli sırlar öğretisi adlı eserdir. içinde çok spekülatif fikirler de bulunsa bu konuda araştıranlar için önemli bir başvuru kitabıdır.
ezoterik öğretilerin genel özellikleri
ezoterik öğretiler metafizik öğretilerdir. metafizik kelimesi eski yunanca
sonrası, ötesi ( doğal, fiziki, fizik ) kelimelerinden türemiştir. latinceye metaphysica olarak geçmiş ve buradan da bugünkü batı dillerindeki yerini bulmuştur. metafizik, doğanın, fiziksel görüntünün ötesini, yani sezgilerle anlaşılabilen bilgiyi kapsar. ( daha sonra kazandığı anlamlar üzerinde durmayacağız )
ezoterist her şeyden önce tanrının varlığına inanır. evrenin ondan oluştuğu ve her varlıkta kendinden bir töz olan bir tanrıya. bu bağlamda ezoterizmin yaradancı dinlerle yolu ayrılır. aynı şekilde cihangir generin söylediği gibi ezoterizm panteizm de demek değildir. ( a.g.e )
amaç tanrıdan varolan fakat onun kadar mükemmel olmayan insanın dünya üzerinde yaşadığı hayatlarının sonucunda tekâmül ederek yeniden tanrıya dönmesidir. bu düşünde en güzel ifadelerini hint düşüncesinde bulmuştur.
aynı şekilde bu tekâmül süreci için de dünya üzerinde çeşitli ırkların yaşadığı ve sonra da yok oldukları kabul edilmektedir.
ezoteristin kişisel ödevi kendi tekâmülünü sağlamak, kolektif ödev ise başkalarınınkini sağlamaktır. bu iki ayrı ödev birbirlerinden soyutlanamaz.
ezoterist dünya üzerinde yaşayarak öğreneceği çok şey olduğuna inanır ve dejenere öğretilerde olduğu gibi kendini dış dünyaya kapamaz.
ezoterik öğreti sadece geleneksel bilgi ile sınırlı kalmaz, ezoterist çağının bilimsel gelişmelerini de uyarlamayı bilir.
ilk çağlardan bu yana bu öğretilerin geniş halk kitleleri tarafından yanlış algılanıp bozulma ile yok olabileceği düşüncesi bu öğretinin üstatlarını öğretilerini semboller ve gizli ifadeler ile aktarma zorunluluğuna itmiştir. kullanılan semboller ise hiç bir zaman insana uzak olmayan ve anlamına ulaşabileceği sembollerdir.
ezoterizmi iyi anlayabilmek için ezoterizmin ve ezoterik düşüncenin tarihini ve buna paralel olarak sembollerin dilini öğrenmek gerekmektedir. ezoterik düşünce tarihi insanlık tarihinden soyutlanamaz, bu yüzden de ileride yayınlanacak yazılarımızda ezoterik düşünce tarihini insanlık tarihine koşut olarak inceleyeceğiz.
ezoterik düşünce tarih boyunca dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkmıştır. bugünkü batı düşüncesinin kaynakları ise hem doğudan hem de batıdan gelir.
bu konularda araştırma yapmak isteyen türk araştırmacısı da çok şanslıdır.
türkiyenin gerek coğrafi konumu gerekse de tarih içindeki yeri bu bağlamda büyük önem taşır. ilk olarak yunan uygarlığına kaynaklık eden anadolu uygarlıkları bu topraklar üzerinde var olmuştur. ayrıca o dönemde mezopotamya ile olan etkileşim de belirleyici olmuştur. daha sonraları ise yunan uygarlığı gibi roma uygarlığı da anadolu topraklarından yararlanmış, özellikle imparatorluk kültürünün şekillenmesinde anadolu büyük rol oynamıştır.
orta çağlar boyunca ise tasavvuf düşüncesi bu topraklarda yeşermiştir.
batı ezoterizminin kilometre taşlarından templier tarikatı ise haçlı seferleri sırasında müslümanlarla etkileşimleri sonucunda öğretilerini geliştirmişler, tasavvuftan etkilenmişlerdir.
yeni bir çağa girdiğimiz bu zamanlarda ise artık ezoterik bilginin açığa çıkması bütün insanlara mal olması gerekmektedir. cumhuriyetin kuruluşundan beri, bütün engellemelere rağmen bir aydınlanma dönemine giren ülkemizin de bu çağda büyük bir rol oynayacağı kuşkusuzdur. bu yüzden bu konularda bilgili olmak, hazırlıklı olmak hepimize düşen bir ödevdir.
erginleme inisiyason
türkçedeki erginlemenin batı dillerindeki karşılığı olan inisiyasyon/initiation sözcüğü latince initiare = başlamak sözcüğünden gelmektedir. bu sözcük ise yürümek, gitmek anlamına gelen ire fiili ve içerisine anlamını katan in takısı ile alakalıdır. türkçede yeni kullanılmaya başlayan erginleme sözcüğü aynı anlamı vermese de iyi bir karşılık olmaktadır. daha önceleri karşılık olarak kullanılan tekris sözcüğü geniş bir kullanıma sahip değildir.
inisiyasyon en eski gizem dinlerinden beri varlığını sürdürmektedir. inisiyasyon, müridin bu yaşamda ölüp sonsuz yaşama dirilmesi ile sembolize edilir. onun için ritüellerde müridin ölüm deneyimi canlandırılır. inisiyasyon sembolizminde nura ya da ışığa kavuşmak da önemli bir rol oynar.
inisiyasyon adayın geçmiş yaşamını terk edip ezoterik toplulukta yeniden yaşama başlamasıdır. bu süreç müridin kendi içindeki tanrısal özü bulma yolunda alınması gerekenleri aldığı bir süreçtir. bu yönüyle inisiyasyon müridin çeşitli eğitimlerden ve sınavlardan da geçtiği bir süreçtir.
inisiyasyon boyunca alınan eğitim mürit tarafından gizli tutulur ve dışarıdan olan hiçbir kimseye açıklanmaz. eğitim süreci boyunca mürit çeşitli dereceler ve unvanlar alır, bu eğitimde ne kadar ileriye gittiğini gösterir.
ezoterik inisiyasyonun bir özelliği de öğretinin yazılı aktarılmasından çok sözlü, sembolik ve ritüeller yolu ile anlatımıdır. tarih boyunca varolan birçok ezoterik örgütten günümüze yazılı belge kalmamasının ya da sadece sembollerin ve alegorik ifadelerin kalmasının nedeni de bundandır.
inisiyasyon sadece bir eğitim değildir. aynı zamanda bireyin kendi içinde yaptığı bir yolculuktur. semboller ve ritüeller yardımı ile birey süreç boyunca kendi içinde de bir süreç yaşar ve içindeki tanrısal özü keşfe koyulur. bu nedenle mürit kuralları harfi harfine uygulamak zorundadır.
öte yandan arıkdalın inisiyasyon konusunda yazdıkları ilginçtir:
bir tanım yapmamız gerekirse ruhsal bir tesirin nakledilişin hazır olmak diyebiliriz. burada spritüel (ruhsal) bir tesir söz konusudur. bu tesirin nakledilmesi lazımdır. kişiden kişiye, toplumdan topluma bu tesir nakledilecek. zaten bütün inisiyatik çalışmaların esası, bu tesirin bir taraftan alınıp, bir tarafa naklinden ibarettir ve bu nakli kolaylaştıracak bütün çalışmalar inisiyatik çalışmalardır.
burada inisiyasyonun tehlikeli bir yönü ortaya çıkmaktadır. müridin içine girdiği örgüt, örgütün ritüelleri sayesinde, müridi kendi amaçları doğrultusunda kullanabilir, onun enerjisini örgütün kolektif enerjisine dâhil edebilir. sahte üstadılar önderliğinde kurulan örgütler genelde bu şekilde ritüel uygulamaktadır.
ezoterik inisiyasyon, özü gereği, belli bir şekilde üstatlar tarafından verilmesi gereken bir öğretidir. tarih boyunca ezoterik öğretiler çeşitli şekillerde ortaya çıkmışlardır. bunların çoğu içinde bulunulan topluma ve çağa özgü karakter göstermiş ve zaman içinde işlevlerini tamamlamışlardır. günümüzde bunların taraftarı olsa da bunlar tarih içindeki işlevlerini çoktan tamamlamış öğretilerdir. bir de tarih boyunca varolan ezoterik düşüncelerin sentezini yapmış topluluklar vardır ki onlar günümüzde de geleneksel işlevini sürdüren topluluklardır.
bu tür bir topluluğa girmek isteyen kişi kendini sahte üstatlardan ve negatif amaçlı topluluklardan korumak zorundadır. haluk egemen sarıkaya yıllar önce kötülük ve kaynakları isimli eserinde bu tehlikeye dikkat çekmiştir:
«sanki son derece evrimleşmiş bir varlıkmış ya da bir öğretmenmiş gibi hareket edip de aynı zamanda beşeri alışkanlıkları ve zaafları olan bir kimse, sözde başarısı pek az bir disiplin ve kesin keslik sonucunda elde edilmiş gibi görüleceğinden, beşerlere son derece çekici gelecektir. bu nedenlerden ötürü, kendisi izleyenler onun kişiliğine hayrandırlar ve o da yasaya aykırı olarak böyle bir hayranlığa izin verir. bu surette, kendi gururunu şişirir ve izleyicilerinin de fizik forma olan bağlılığını pekiştirir. izleyicilerine, kendilerine öğretilenlerdeki iyi ve kötüyü tefrik etmelerini değil de, bunlara körü körüne inanmalarını telkin eder. sahte öğretmen bir kez bu körü körüne inanç tesis edildi mi, artık doğru yolda eğitim yapmasını sağlayacak olan hiçbir eleştiriye ya da yargıya maruz kalmayacaktır. böylece, başında olduğu küçük topluluk, sahte bir spritüel grup haline gelir ve orada, akıl, işlevini yitirir.
bu halin kaçınılmaz sonucu olarak, obsesyonel bir durum ortaya çıkar. bu obsesyonun iki dayanak noktası vardır:
birincisi, sahte öğretmenin, izleyicilerinin dikkatini sadece kendi üzerinde tutarak, dışarıda daha iyi şeyler keşfetmelerini ve dolayısıyla da kendisini ayakta tutmak için katkıda bulunmalarını önlemek amacıyla gösterdiği çaba.
ikincisi, sahte öğretmenin izleyicilerinin, zekâlarını kullanmaksızın keramete inanarak ve büyük bir öğretmene sahip olmanın gururu ile koltuklarını kabartarak kendilerini fizik bir kişiliğe hayran olmanın uyuşuk, duygusal haline kaptırmak için duydukları arzudur.
bu duruma sık sık rastlanabilir. bu gerçek bir spritüel grubun heves edilerek kurulan bir taklidinden ibarettir. her iki tarafın da samimiyetten yoksun olmasından ötürü, hızla çözülmeye mahkûmdur. kişiliğine hayranlık duyma, sansasyonel olma ve obsesyon halleri, kısa sürede, bu kişileri her türden duygusal, şehvani ve seksüel düşkünlüklerin karanlık faaliyetlerine sürükler. bu toprakta hilekârlık da, yıkıcılık da, sapıklık da, entelektüel çarpıklık da gelişir ve yüksek benlikle olan irtibat kopar. korkunç kara ayin ve kara maji törenleri de işte böyle topraklarda kök salma imkânı bulabilmiştir. »
ezoterizm ile karıştırılmaması gereken kavramlar
ezoterizmin ilk bakışta anlaşılmasının kolay olmaması ve birçok farlı kavramı kapsaması, çok daha farklı öğretilerle karıştırılmasına neden olmuştur. kuşkusuz bu öğretilerin de ezoterizm ile ortak yönleri vardır, fakat bütünüyle aynı tutmak olanaksızdır. ezoterizm ile bir tutulan fakat çok daha farklı olan kavramların başlıcaları şunlardır.
ezoterizm ve okkültizm çoğu zaman, çoğu yerde eşanlamlı olarak kullanılmaktadır. ancak gerçekte eşanlamlı oldukları söylenemez.
okkültizm, köken olarak occultus = gizli sözcüğünden gelmektedir. türkçede gizli ilimler terimi ile karşılanabilir.
okkültizm sözcük olarak çok eski zamanlardan beri kullanılmaktadır.
okkültizm, gizli bilimlerle ilgilidir. gizli bilimler terimi ile anlaşılması gereken bugünkü pozitif ve deneysel bilimlerin dışında kalan, yüzyıllardır varolan ve insanı metafizik yönüyle algılayıp, doğadaki ve insandaki fizik ötesi yönleri kullanan uygulamalardır. bunların içine astroloji, simya, büyü, fal girer.
okkültizmle uğraşan kişi baştan bazı prensipleri kabul etmek zorundadır. bunlar ruhun varlığı, tanrının varlığı gibi temel prensiplerdir.
okült uygulamalar bilmeyen bir için bir anlam ifade etmeyeceği gibi, az bilen için de büyük tehlike göstermektedir. bu yüzden okült uygulamalar bir üstat önderliğinde olmak zorundadır ve bu uygulamalar konuyu az bilen ya da bu bilgiyi iyi yönde kullanması gerektiği yönünde eğitim almamış bir kişi içinse büyük bir silah olabilirdi. bu nedenle okültizm ezoteriktir, yani ancak belli bir eğitimden geçerek o bilgileri almaya hak kazanmış olan kişilere verilebilir ve bu bilginini aktarımı da özel bir dille ve sembollerle olur.
buradaki nüans açıktır. okült öğreti ezoterik bir öğretidir; ancak her ezoterik öğreti okült değildir.
ezoterizm ve mistisizm
ezoterizm ve mistisizm de sık sık karıştırılan kavramlardır.
dilimize fransızcadan geçmiş olan mistisizm köken olarak, latince mysterium sözcüğünden, o sözcük de yunanca múst»rion sözcüğünden gelmedir. bu sözcükler köken olarak yunanca mú (susmak, sır olarak saklamak) kökünden gelmektedir. dilimize mister/gizem olarak geçen sözcükle aynı kökendedir. mistik sözünün kökeninde de yine bu kökten gelen mústikòj sözcüğü vardır. bu sözcükler aslında inisiyasyondan geçip sırlara vakıf olan kişiler için kullanılır.
--spoiler-- edit: düzeltilmiştir.