aşere-i mübeşşeredendir. peygamber efendimizin* yüce dâvetine uyarak islâmiyet'i kabul edenlerin ilklerindendir. en önemli vasıflarından ikisi cömertlik ve kahramanlıktır.
tahminen 598 yılında mekke'de doğdu. ticaretle uğraştığından sık sık seyahatlerde bulundu. islâmiyet'le müşerref olmasında, bir seyahati sırasında karşılaştığı olay etkili oldu. ticaret maksadıyla gittikleri busra'da, mekke'den birilerini arayan ve kendisiyle karşılaşan bir hıristiyan rahiple görüştü. rahip; "ahmed zuhur etti mi?" diye sorunca, "ahmed kimdir?" diye karşılık verdi. rahip; "abdullah bin abdülmuttalib'in oğludur. o, peygamberlerin sonuncusudur. mekke o'nun peygamberliğini ilân edeceği yerdir. sonra oradan hicret edecektir." diye cevapladı. bu sözlerin etkisinde kalan talha, mekke'ye döner dönmez, kendisi yokken her hangi bir olayın olup olmadığını sordu. "abdullah'ın oğlu muhammed nebilik iddiasıyla ortaya çıktı" dediler. peygamberliğin ilan edildiğini öğrenince büyük bir sevinçle hazreti ebubekir'in yanına koştu. duyduklarını ona da sordu, doğru olduğu cevabını alınca kendisini peygamber efendimize götürmesini istedi. peygamber efendimizin huzurunda kelime-i şahadeti getirerek müslüman oldu.
müslüman olduktan sonra çok ağır işkencelere maruz kaldı. onu iple bağlayarak, eski dinine dönmesi için işkence yaptılar. bütün işkencelerine rağmen, "beni öldürseniz de dinimden dönmem" diyerek işkencelere dayandı.
bedir savaşı başlamadan önce müşrikleri takip etmekle görevlendirilenler arasında olduğundan bu savaşa katılamadı. uhad savaşında bulundu. çarpışmanın ve düşman saldırısının en şiddetli olduğu sırada vücudunu peygamber efendimize (asm) siper ederek korumaya çalıştı. gelen darbelerden birine kolunu siper ettiğinden büyük bir yara aldı. sahabeler onun bu kahramanlığına hayran kaldılar. bizzat peygamber efendimiz onu tebrik etti. hz. ebu bekir, "talha bin ubeydullah, bir uhud kahramanıdır" derken, hz. ömer, "uhud gününün en büyük kahramanıdır" ifadelerini kullandı.