akşam yemeği sırasında ev telefonu çalar. o yıllarda cep telefonu kullanımı henüz yaygın değildir. baba telefona bakmak için masadan kalkar, bir süre sonra geri gelir ve olaylar gelişir:
- kızım!
+ (ben gayet ezik bir şekilde) e..evet?
- seni ahmet diye biri arıyor! arkadaşınmış!
+ (ölümcül sessizlik) ...
telefona gidilir. ahmet'le muhabbet kısa kesilip telefon kapatıldıktan sonra, yemek masasına dönmek yerine sinsice odaya seyirtilir. ancak baba hala işin peşini bırakmamakta kararlıdır. peşinizden odaya gelir:
- nerden arkadaşın senin bu ahmet?!
+ okul.. okuldan..
- (baba sinirli ve çok ciddi bir yüz ifadesi ile) o çocuğa de ki!..
+ ...
- ...
(yaklaşık iki dakikalık sessizlikten sonra normale dönmüş olarak)
- o çocuğa de ki..... çok da saygılı konuştu aslında benimle ya.. aman neyse boşver.
ülen ömrümden ömür götürdün be, ey cep telefonunun olmadığı hain yıllar!