tekke ve zaviyeler resmi olarak kapatılmasına rağmen tarikatların cumhuriyet rejimi uygulamalarından açıkça itiraf etmeselerde, pek de şikayetçi olmadıkları söylenebilir.
çünkü osmanlı imparatorluğunun hasta adamı oynadığı son dönemlerde tarikatların yönetim üzerindeki etkisi iyice zayıflamıştı, onların alternatifi olan medrese kökenleilerin ise gücü artmıştı.
cumhuriyet kadrolarının ulemayı da sistem dışına itmesi, zaten devlet nezdinde önemini yitirmiş olan tarikatları rakiplerininde güçsüzleşmesi açısından memnun etmiştir.
tekke ve zaviyelerin kapanmasından kaynaklanan sarsıntıyı kısa sürede atlatarak, yer altına çekilen tarikatlar, tevhid-i tedrisat kanunu ile aslında böyle bir şansı olmayan medrese kültürünün yokolması ile ulema kıskacından kurtulmuş oldular.
sonuçta tasavvuf karşıtı ulemanın yokluğunda tarikatlar yeraltında altın çağını yaşamakta ve yer üstüne çıkaracak her türlü yapılanmayı sağlıyacak imkanlara kavuşmuş durumdaydılar.
tarikatların altın çağını bir anda altüst eden cumhuriyet atılımı ise imam hatipler ve yüksek islam enstitüsü ile tekrar ulema yetiştirme atağı olmuştur.
fakat her ne kadar cumhuriyeti benimsemiş ulema yetiştirse de bu kurumların içine sızan tarikat geleneği, aslında imam hatipleri ve yüksek islam enstitülerini yerüstüne çıkışlarının adeta bileti haline getirdiler.
halkın tarikatlara tam manası ile hücumu işte bu sızma sonucu elde edilen yeni kanla sağlanmıştır.
bu açıdan tasavvuf adı altında sistemli ve hiyerarşik bir örgüt yapılanması içine giren tarikatlar, osmanlı imparatorluğunun yıkılışı ile bunca imkana sahip olmuşlar. hatta ve hatta halifeliğin kaldırılmasından tutunda, tevhid-i tedrisat kanuna kadar olan süreçten de oldukça faydalanmışlardır.
görünürde rejimin mağdurunu oynayan bu oluşumların rejim içinde rejimin icraatleri ile güçlendiklerini iyi okumak gerekir.
tarikatların iki altın çağı anadolu topraklarında kurulan son iki türk devletinin kuruluş ve gelişme dönemleri olmuştur.
siyasetin ve devlet kadrolarının içine kendini adeta zamklayan tarikat unsurları ve yan kolları olan çeşitli bölücü ve art niyetli cemaatler umarım osmanlının sonunu hazırlayan süreçteki rolleri gibi türkün son kalesi konumunda olan türkiye cumhuriyeti devletinin de sonunu hazırlamaz.