son sahneyi izlediğim dakikadan bu yana kendime gelmeye çalışıorum. nasıl bir bölümdü o öyle, savcı esra sen nasıl şahane bi kadınsın yahu?? cemal süreyya bundan daha güzel anılabilir miydi, "ben seninle mutsuzluğa da varım" derken? bi şarkı bir bölüm sonuna bundan daha fazla yakışablir miydi? aseksüel ve asosyal olduğu neredeyse su götürmeyen bir tipin altından çıkan aşk hikayesi gazete küpürlerinin arkasından daha güzel bir yere saklanabilir miydi? şefkat o kara köpekten başkasından beklenebilir miydi?
hala şoktayım! bölüm boyunca gönderilen on numara politik mesajlara değinemiyorum bile, o derece duygu yoğunluğuna batmış durumdayım!