30. bölümü üstüne şöyle yorumlar yapılabilir eser. dizi mizi değil bırakalım o kelimeyi. 30. bölüm çoğu sinema filminden iyiydi arkadaş.
öncelikle;
amına koyim bu nasıl bölümdü lan!
hayalet in tavırları, akbaba-hayalet diyalogları, behzat ve esra nın birbirine bakışları,son sahnedeki hararet ve ateş, harun un tarifsiz hali,aslı tandoğan ın o iç yakan hali ve hayalet in güzel kız görünce mala bağlayan türk genci halleri, behzat ın törendeki sözleri ve verdiği ayar... gider bu liste abi aklıma geldikçe eklerim. hangi birini sayayım. bu dizi nasıl yapılıyor böyle. bu ne mükemmellik. ayrıca popüler olanı beğenmeyip trollük yapmaya çalışanlara da bi siktirin gidin diyorum. mal mısınız nesiniz bir izleyin de konuşun .
bu arada bazı şeyleri ayırmak gerekmekte. bir değinelim.
bu dizi, dolayısıyla yazar emrah serbes , ergenekon denilen yapılanmanın varlığını, falliyetlerini inkar etmiyorlar. bu örgütün yaptıklarını daha önce ve bu bölümde açıkça yansıttılar.
senaristin asıl belirtmek istediği emniyetteki cemaat yapılanması, tutuklanan gazeteciler, yapılanmanın kendini deşifre edeceklere karşı yaptığı operasyonlar. bu konuda şikayetçi dizinin senaristi. bunları bir ayırt edelim önce.
ben elbette ergenekon konusunda davanın haklı olduğunu, bu örgütün çokça şeyler yaptığını düşünüyorum. ama şu basılmamış kitabın özenle yok edilmesi ve cemaatle uğraşan gazetecilerin tutuklanması konusunda yapılanlar fazlaca ve dengesizce oldu diyebilirim. henüz konuda bilgi sahibi değiliz deliller açıklanmadı. ama elbette bunun cemaatin operasyonu olduğunu düşünen muhalif kişiler bu meseleden oldukça şikayetçi. emrah serbes de özellikle cemaate ve iktidara özellikle gıcık. bunu yansıtıyor ve bence de derdini gayet iyi anlatıyor.
söylediklerim bir bütünlük içinde değerlendirilirse sevinirim.
verdiği mesajlar dışında, çokça kez belirttiğim gibi , detaylara , gerçekçiliğe verdiği önem bakımından yerliler içinde birinci,
seyir keyfi bakımından da ilk üçte denebilir. yapanların eline sağlık.