Ya arkadaş bir düşün ya, sadece şunu düşün türkiye'de türkler azınlık kürtler çoğunluk olsaydı bunu bir düşün? kürdistan'da yaşıyoruz, Türkçe konuşmak yasak, türkçe konuştun diye gece yatağından uyandırılıyorsun, yağmurlu havada sabaha kadar ayakta tutuyorlar pkk'lı gerillalar seni, dağa çıkmış dayının oğlu bunlara tahammül edemediği için. Dayının oğlu yüzünden dayını almış götürmüş bir gün gerilla. Dayın ortalarda yok, pkk karakoluna gidiyorsun, "aman uğraşma bu işlerle" diye geri gönderiyorlar seni, bıkıyorsun bunlardan. her gün tv'de izlediğin diyarbakır cezbediyor seni, o insanlar gibi olmak istiyorsun. fakat diğer türkler dışlıyorlar seni "satılmış" diye, aldırış etmiyorsun. tasını, tarağını toplayıp gidiyorsun diyarbakır'a temiz bir sayfa açabilmek için. Diyarbakır'da hoş karşılamıyorlar seni, türk bayrağının renkleri olan kırmızı beyazı bile yasak, hatta kırmıı beyaz diye kırmızı tükenmez kalemi polis gözaltına almış, durum o kadar abzürt, o kadar vahim yani. ayrıca diyarbakır'ın yerlileri de sana hoşgörüyle bakmıyor, kesin Türkiye cumhuriyeti'ni kurma peşinde bu türk diyorlar. iyice tiksiniyorsun hayattan, ait olduğun kürdistan'tan. Ve kürt hükümeti sana yaptıklarından dolayı üzgün, "tamam diyor sen de türkçe konuşabileceksin artık" türkçe konuşuyorsun ama her yerde insanların gözü senin üzerinde. bu arada büyük dayını hapse atmışlar mecliste türkçe konuşmaya çalıştı diye, ziyarete gidiyor annenler, anneannen "daye dıme hezdıkım" cümlesini ezberlemmiş sürekli onu konuşuyor. başka da bildiği yok, çünkü kürdistan yasaklamış türkçe konuşmayı, çaresiz kadında bunu ezberlemiş papağan gibi konuşuyor. tüm bunlar canına tak ediyor, türk bayrağının kutsallığı, büyüklüğü gibi kavramlarla beynini yıkıyorlar senin. kırmızı, yeşil beyaz bizim değil bizi dışlayanların bayrağı, biz ayyıldızlı bayrağımızı tanırız başka bir şey tanımayız. bir akşam diyarbakır'da dışarı çıkıyorsun, sur'ların orada eğlenmişsin, eve dönüyorsun. iki kürtçü faşist çıkıyor karşına, sudan bir sebeple öldürüyorlar seni. kelebek bıçağıyla gırtlağını kesiyorlar, boğazından akan kan üzerindeki ayyıldızlı tişörtün ayını da yıldızını da boyuyor. ama gece üstüne yıldızın ayın aksi düşmüyor, çünkü saat sabahın 05.00'i....