yıllar geçer, ne acaiptir ki geçer evet.
uzun mesafeler koyar geçerken bir de utanmadan her anlamlı yöne.
asla kutlanmamış doğum günleri vardır, önemsenmediğinden değil, bir şekilde unutulduğundan. geçen o yıllardan sonra, gece yarısı gelen telefonla hatırlanır: 'gelirken dondurma al bana'
dondurma pasta olur, ve yanan üç mumla başlar dilekler, dur , gelme, derken orada belirir, kardeşindir.
dondurma-pastayı hazırlarken kesilen elinden akan kanı gizlersin, ' bir dilek dile ' konusunda direterek. o her şeyden habersiz üfler mumu, karanlıkta kalırsın, aldığın bıçak yarası gülümseyişin olur artık, güzel dileklerinde.~ sormayı da ihmal etmezsin, ne dilediğini hihi
~