ben buna benzer bir soruyu, şu katledilen hatta biri tecavüze uğrayan çocukların katili yakalandığında sordum kendime. hem de defalarca. sürekli bunu kendime sorarken yakaladım kendimi; "o küçük kız tecavüze uğrarken, tanrı neredeydi?" hep bir sınanma meselesi vardır; "hepimiz sınanırız, hepimiz hayatın bir yerlerinde farklı acılarla, olaylarla karşılaşır ve bir gün tüm bunlar bittiğinde, ya ödüllendirilir ya da cezalandırılırız" diye. büyümüş, "günah"a batmış, belki kirlenmiş ruhlar var diyelim, en berbat şekilde sınanmayı hak eden. peki ya çocuklar? tecavüze uğrayan bir çocuğun yaşadığı da bir sınanma mıdır? boğularak öldürülen bir çocuğun yaşadığı ölüm, cennete yapacağı yolculuğun bileti midir? şimdi, "senin aklın almaz, o çocuklar hatırlamaz onları. o boyut başka, buraya benzemez!" diyenleriniz olacak. diyelim ki öyle, yine de bu ne kadar adil? bu ilahi adalet konusunda kafam hep karışık oldu. net düşünebilmeyi, "bilmeyi" çok isterdim şu işin aslını.