söyleyecek çok şey yok aslında, böyle şeyleri anlatmakta pek etik sayılmaz. bugün sadece, üzerimde daha fazla sorumluluk hissettim, insani duygularıma daha çok sahip çıkmam gerektiğini anladım. içinde bir dünya barındıran gözlerde kendimi gördüm, üryan gülüşlerde kayboldum, derin izlerde hayatın acısını hissettim tekrar... daha bebek çağında kendi kaderiyle başbaşa bırakılmış yavrucakları görünce kendime lanet ettim. ''maaşım yetmiyor'', ''babamla kavga ettim'', yok ''kız arkadaşım beni terk etti'' gibi abalak gubalak şeyleri sıkıntı gibi görmenin ne kadar boş ve aptalca olduğunu öğrendim tazecik yüreklerden...
giderken onlarca defa boynuma sarılan ayşe gibi, annesiz, babasız bir hayata direnen hasret gibi hissediyorum bende şimdi. tekrar görüşeceğiz merak etmeyin, giderken sizi üzmemek için, hayvan gibi kendini kasan karpuz abiniz şimdi bırakıyor içindekileri, sizlere şu satırları yazarken. bir dahakine çok daha güzel balerin resimleri çizeceğim sizlere, dünyanın tüm renklerini taşımak isterdim tebessümlerinize sadece...
çay-simit zirvesine gelen 60 kişi, x mekanda içip sızıyoruz zirvesinde ki 45-50 kişi vs vs. hep böyle gider zirve istatistikleri. ama böyle toplumsal sağduyulu bir hayır olayında, +1'lerle beraber 20 kişiyi bile bulamayan sözlük, gerçekten çok içimi acıtmıştır. gelen ve emek veren herkesi saygıyla selamlar, haberi olupta, s..kinin keyfine gelmeyenleri kendi vicdanına havale ederim...