kolumda ayşe'nin benim için çizgiği yıkamaya kıyamadığım gül resmi, içimde tarif edilmesi zor duygularla eve döndüğüm zirvedir.
küçükyalı'daki çocuk yuvasının iyi durumda olması ve çocukların tüm ihtiyaçlarının şartlar dahilinde en iyi şekilde karşılanıyor olması sevindiriciydi. ancak, bir çocuğun ihtiyaç duyabileceği en temel şeyin sevgi olduğu düşünüldüğünde, bu ihtiyacı karşılamanın kime düştüğünü tahmin etmek zor değil... yuvadaki çocukların yegane gereksinimleri bu.
çok temiz ve güzel arladaşlarla tanıştım bugün: tuğçe, seda, ayşe...
seda inmedi kucağımdan, tuğçe de mesafeliydi başta "küs müyüz" dedim, "tanımam etmem seni ne küseceğim" dedi. üzüldüm, ama sonra çabuk kaynaştık.
seda da "9 gün sonra doğumgünüm"dedi bana, "gelir misin?", hediye alma ama senin gelmen zaten hediye olur." kendi kendime düşündüm... seda daha 2'ye gidiyor! ama farkında hayatı, olanları, neden orada olduğunu...
çıkarken sarıldık sımsıkı, "ne zaman geleceksin" diye sordu ayşe, "merak etme" dedim, "özletmeyeceğim kendimi..."
ve çocukların daha saat 4 olmadı ki itirazlarına rağmen(!) çıktık yuvadan çebimizde çocukların msn adresleri, yuvanın telefon numarası ve çocukların isimleri: ayşe, tuğçe, seda, ayşegül, hasret...