nerden başlasam bilemiyorum. bir şeyin sonuna gelinmişken bunu anlatan kişi nerden başlayacağını nasıl bilebilir ki zaten. bir buçuk ay kadar önce bütün hislerimi döktüğüm, ancak karşılık alamadığım hatunla ilgili her şey.
ona bu duygularımı söyledikten sonra haftanın en az dört günü görüştük ve hiç bir şey olmamış gibi davrandık ikimizde. bunun sonucunda bana daha yakın davranmaya başladı. seni temin ederim sözlük itirafımı daha iyi anla diye bunlar. yoksa itiraf edeceğim şey tek cümle, o cümle de tek kelimeden oluşuyor. ama bir tek onu yazarak sana hakksızlık etmeyeceğim be sözlük.
bana yakın davrandığı her an umutlandım. daha önceki sevgilileriyle yaşasıklarını bildiğimden ötürü, belki bizim ilişkimiz de böyle başlar, o sonradan bana karşı bir şeyler hissedebilir diye hep umutlandım. o da az değildi hani, her seferinde bilinçli yapmadığını düşünmeye çalışarak umut denen o çukurdan kurtulmaya çalışsam da hep düştüm. her yaptığı hareketten bir şeyler çıkarmaya başladım. her seferinde belli dengesizlikleri ve söylediği sözlerle beni çelişkide bıraktı. çoğu kez çıldırmamak için kendimi 'o seni reddetti' diye telkin etmem gerekti.
ama bugün bıraktım artık. seni en yakın arkadaşımdan dahi kıskanmaya, o tertemiz herife şüpheyle bakmaya başladıktan sonra artık sıçtığımı farkettim. sen onun koluna girdin ya hani bir kaç kez, veya ne biliyim işte onunla tavla oynadın ya, ulan o zaman bile kıskandım. 15 yıldır hayatımın merkezinde olan en yakın arkadaşıma şüpheyle baktım. daha hayatım ne kadar çamura saplanabilir ki? daha ne kadar hayatımı piç edebilirsin? her neyse bokunu püsürünü daha fazla yazmaya gerek yok. delirmek istemiyorum, senin yüzünden çıldırmak istemiyorum. en ufak hareketiyle beni darma duman et istemiyorum daha fazla. bir şekilde sonlandırabileceğim arkadaş ortamı görüşmelerimizi kendi açımdan sonlandırıyorum.
artık haftanın üç dört günü onu görme hevesiyle buluştuğum o arkadaşlarımla da görüşmeyeceğim. bitirdim her şeyi kafamda. onu mümkün olduğunca görmeyeceğim. gördüğüm zaman ise kayıtsız kalacağım söylediği ve yaptığı her şeye. benden uzaklaştıracağım onu, hayatımdan çıkaracağım. kaçıyorum yani, mücadele etmekten kaçıyorum belki de. ama iyi ki de kaçıyorum. daha başında kaybedilmiş bir savaşı sürdürmenin bir manası yok. o yüzden beyaz bayrak güzelim. arkama bile bakmadan kaçıyorum. beni biraz önce 'niye giderken veda etmedin?' diye aradın ya beni. ben yolda sinirden ağladım lan. kendime sinirden ama. seninle alakası yok olayın. ama bu gerekliydi, eğer bugün yanından ayrılırken sana veda etseydim eminim ki önümüzdeki günlerdeki ilk buluşmaya yine sırf seni görmek için gelirdim. irademe sahip olamazdım. o yüzden sana son kez sarılmak istemedim. onun yerine en son ne zaman bunu yaptığımı bilmeyerek bir şeyleri kafamda bitirmek istedim. anlayabileceğini sanmıyorum ama bunu. sana son kezmişcesine sarılmak istemedim. o yüzden en iyisi hiç sarılmadan, veda etmeden yanından ayrılmaktı. başında yenildiğim bir savaşı devam ettirmektense ben çekildim. asla beni sevmeyeceğini bilerek yaşamaktansa arkama bile bakmadan topuklarımı kıçıma vura vura koşuyorum şimdi.
işte böyle sözlük. demiştim ya hani aslında bir cümle bu itiraf, tek kelimeden oluşan diye. işte aynen öyle. sadece şunu söyleyebilirim ki; 'yenildim.'