seni çok özledim dedi, kısık bir ses tonu vardı, gecenin bu saatinde beni nasıl aradı. şaşırmıştım konuşamadım. 'sen sen ayla sen misin' dedim. evet benim ve seni çok özledim. ellerimi tutmanı, burnunla burnumu okşamanı, şakalarını, gülüşünü, sinirlenince sol ayağını yere vurmanı herşeyini özledim dedi. ama nasıl dedi bunu. onca sene ayrıyken ve daha yeni yeni biriyle çıkmaya başlamışken, onu kahrolasıca beynimde rakıya biraya boğmuşken nasıl söylemişti. nasıl?
bende seni özledim dedim. dilime engel oldum ama kalbim haykırdı, avazı çıktığı kadar bağırdı. bende özledim ayla.
* hiç aklımdan çıkmıyorsun kukla.
- ama terkeden sendin
* nedenlerim vardı söyleyemedim sana
- o duyamadığım nedenler yüzüne halen içiyorum.
* ben evlendim kukla
çöktüm olduğum yere dayadım sırtımı buz gibi balkon duvarına.
- ne zaman evlendin.
* 4 sene oldu.
- mutsuz musun.
* sen aklımdan çıkmadıkça evet. nolur buluşalım senle. istanbul forumda. lütfen.
- ama sen evlisin.
* seni çok görmek istiyorum. nolur.
titremeye başladım bu lafları duyunca, üşümek miydi? heyecan mıydı? aşkın büyüsü müydü? anlamadığım bir titreme geldi. boğazım düğümlenip, yutkunmaya başladım, ayaklarım ellerim zangır zangır titriyordu.
hayır dedim ona, ben onca sene seni unutmaya, beynimden söküp atmaya çalışmışken, yeniden bunları çekemem, yeniden kahrolamam, yeniden karalara bağlanamam. sen bittin benim için dedim. evlendiğin kocanla sana mutluluklar dilerim. ve kapattım telefonu. fırlattım mutfağın fayanslarına. en son lafı zamanında o söylemişti. şimdi sıra bendeydi...
güzel aşklar böyle nedensiz terkedilip gidilir miydi? insan sevdiğini dıpdızlak ortada bırakır mıydı?
kahrolsun yalan aşklara, canı yarrak istediğinde özledim diyen şıllıklara.
amına koyim senin orospu ayla.