sözlük yazarlarının itirafları

entry163077 galeri video563 ses32
    25478.
  1. Bana sürekli "Ne zaman istersen benimle konuşabilirsin" diyen dostlarım. Ben konuşmayı beceremem. Sosyal fobi zannediyordum değilmiş. Nerolojikmiş. Hafif Epilepsi varmış bende. Onun için yazıyorum.



    Bana sürekli neden böyle oldum diye soruyorsunuz. Anlatayım.



    Ben 6 yaşında okula başlamış, orta okul son sınıfa kadar 5 üzerinden 4 notunu zayıf zannedecek kadar saf ve akıllı, ilkokul 1. sınıftan lise 2 ye kadar teşekkür, takdir, üstün başarı, il ilk 10 belgesi almış bir adamım. Benim karne almalarım bayram gibiydi. Hiç alakasız akrabalarım karnelerimi, takdirlerimi teşekkürlerimi çerçeveletirdi ya da para verirdi çerçeveletmem için. Ben büyük adam olacaktım. Orta okuldan sonra Hava harp okulu'nu kazandım. Annem göndermedi. Sonra Devlet parasız yatılı sınavında Turizm Otelcilik ve Meslek Lisesini kazandım. Onu da ben istemedim. Ne de olsa Üniversite'ye gidecektim. Lise 2'de istanbul'da ilk 10'a girdim. 1 sene bedava Final Dergisi Dershaneleri'ne gittim. 1 sene sonra da peşin 2 milyarlık dershane ücretini 450 milyon'a indirdi müdür. Onu da 9 taksit yaptı bana. Ne de olsa ben büyük başarı kazanacaktım. Dereceye girecektim. Giremedim. 181 aldım 105 taban, 220 tavan puanlı sistemdeyken. Ama gittiğim okulda ben türev integral görmedim. Sonra dershanenin rehberlik hocası benden gitmek istediğim illeri seçmemi istedi hepsini tek tek söyleyerek. Sonra bölümleri saydı seçmemi istedi. Bunları kombine edip bana bir liste çıkardı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi istatistik bölümü çıktı şansıma. Ama ben o güne kadar istatistik ne onu bile bilmiyordum maçlar dışında. Gittim. Beğenmedim bölümü. 1 sene sonra babama "Baba okulu dondurayım, sınava gireyim tekrar. Daha iyi bir yer çıkarsa giderim, olmazsa devam ederim" dedim. Uğraştırma beni dedi.

    Nasıl da sevinmişti zaten ben okul kazanınca ilk defa sınava girdiğimde. Daha 17 yaşındaydım. Normal bir ergenlik te değildi benimkisi. 17 yaşında sakalı bıyığı olmayan, 160 cm boyunda bir gençtim daha. Bir gün bile evden dışarı çıkmamıştım ki. Boyun eğdim mecburen. Gittim ama. Çalışamadım derslere. Okula gitmek için erkenden kalkamadım. Zaten sığıntı gibiydim ilk bir kaç ay. istim üstündeydim. Hayır zaten çalışmak gelmiyordu içimden. Ben bu bölümü istemiyordum. Çalışamıyordum. Söylemeye çalıştım bunları size. Anlatamadım. Zaten o zaman da depresyona girmiştim. Atakum sahilinden denize girip ölüp gitme denemelerimi hatırlıyorum. Her gün sebepsiz ağlamalarımı. Ama farketmemiştim. Hasta oldum 2002'de.

    2002 aralık ayında geldi babam Samsun'a. 3. sınıfta olmam gerekirken alttan alıyordum tüm dersleri. 3. sınıftan 2 dersim vardı. Yanlış arkadaş kurbanı oldum. Eve çıktım. Kullanıldım. Hasta oldum. Tüberküloz geçirdim. Beni öyle görünce hastaneye yolladı babam. Ölmek üzereymişim. Şimdi o günkü resimlere bakıyorum da gerçekten öyle. 2002 3 Ocak tarihinden 3 mart tarihine kadar Heybeliada'da Göğüs Hastalıkları hastanesinde yattım tam 2 ay. 2 sene ilaç tedavisi gördüm. Ciğerlerimde iltihaplı su vardı. Verem olmuştum. Annemin gece çalışıp gündüz yanıma gelmesini hatırlıyorum 2 ay boyunca. Sonra babam. Konuşmadı benimle. Dövse, küfretse. Ne kadar rahatlayacaktım. Yapmadı. Her günüm azaptı benim için bu evde kaldığım. Benim yüzümden birbirinize girmelerini hatırlıyorum annemle babamın. Sınava girdim. Daha iyi bir puan alamadım. Çalışamıyordum zaten. Sonra 2005. O bugün kü aklım olsa asla söylemeyeceğim şeyi söyledim. Af çıkmıştı. Yeniden gidebilecektim. Gitmek istiyorum dedim. 3 yıl sonra benimle ilk defa o zaman konuştu babam. Yeniden mutlu olmuştu. Ben de mutluydum.

    Samsun'a gidişimi hatırlıyorum tekrar. Lanet olsun o güne. Sevmediği birisiyle evlenmek zorunda kalmış biri gibiydim. Yine olmadı. Eski arkadaşlar okulu bitirmiş, bırakmış, gitmiş. Ben kaldım sokakta. 1 ay sonra yeniden ev tuttum. Ev arkadaşlarım kullandı beni yine. Eşyalarımı rehin bırakmışlar ev sahibine ben okuldayken. Kredi kartımdan para çektim. Kurtardım eşyalarımı. Kredi kartı borcum büyüdü. ödeyemedim.

    Kız arkadaşım oldu. Onunla konuşmak için hat aldım faturalı... Fazla konuştum.

    Maddi olarak çöktüm. Ama bunları düzeltmek için sürekli yalanlar söylemeye başladım. Önce küçük yalancıklar. Sonra yalancıklarımın ortaya çıkmaması için orta boylu yalanlar. Sonra büyük yalanlar. Yıl oldu 2008 benden okulu bitirmemi bekliyordu ailem. Tamam dedim. Bitecek bu sene. Ama bitecek birşey yoktu bile. Artık okula sadece harç parasını yatırmak için ya da kız arkadaşımla buluşmak için belki bazen de evde yemek olmayınca gidiyordum.

    Ben yalanlarımı, sahtekarlığımı kendi içimde yaşadım. Kendime göre sebeplerim ama genelde bahanelerim vardı. Benden beklentiniz büyüktü farkındayım. Sizin yüzünüze ne zaman yalan söylesem gözlerimi indirmek zorunda kaldım yere doğru. Olmadı. Başaramadım. Beynim hergün hesabını sordu bu yalanlarımın. Vücudumu cezalandırdı. Hasta oldum. Nefretim büyüdü kendi benliğime. Sonra babamın o çökmüş halini gördüm geri geldiğimde. Özür dilemek istedim defalarca. Ve yine yıllar geçti. Sene 2011 oldu. Hala babam benden diploma bekliyor. Halbuki biliyorum. Her şeyin farkında. Ama artık laf sokuyor. Haklı.

    Ben hakettim. Kendime eziyet ettim. Acınası bir şerefsiz olduğumu biliyorum. Yalancı cesaret maskemi takıp suratıma size gülümsedim. Nefretim büyüdü. Borcum var. Nasıl olsa çalışıyorum diye yaptığım. Kız arkadaşımla aramızdaki durum vardı. Ayrıldık. Ve bir gün. Sebepsiz yere normalde başka yerde başka zaman görecek olsam umurumda olmayacak bir kız. Bahane arıyormuşum zaten. Fol yok, yumurta yok. Gidip konuştum. Reddedildim. Patladı acılarım. Buraya yazamadığım daha neler. Patladı volkanlar gibi. Asabiyet krizleri başladı. Ellerimi kanatıncaya kadar duvar yumruklamalar. Ağız burun salya sümük ağlamalar. En ufak şeyde intihar düşüncesi. Ölüm.

    Epilepsi olduğumu ise yeni öğrendim. En kısa yoldan durumum bu. Bana bundan sonra neden diye sormayın. Bu söylediklerim buzdağının görünen kısmı sadece... Bana bundan sonra neden diye sormayın.
    48 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük