"Sayın Başbakan ülkesinin tüm aydınlarına, sanatseverlerine ve demokrasiye Fransız kalmak istiyor. Duymak istemiyor, görmek istemiyor, dinlemek istemiyor. Biz, burada sanki bir cinayeti engellemeye çalışmak için birarada bulunuyoruz. Bu ağır havayı hissediyoruz. Bu, bir sanatsal katliamı engellemek için buradayız. Ben bu heykeli ilk kavram ve yapım aşamasında tüm inancımla, coşkumla kutlamış olmanın rahatlığıyla konuşuyorum" demiştir ve bıçaklanmıştır.
kendisine ve asistanına acil şifalar dilerim. biz bu şekilde sanata ve santçıya sahip çıkmadığımız sürece böyle edepsiz insanlar çoğalacak böyle örümcek beyinliler olayı midasın kördüğümü haline getirecektir. ölmüş insanlığımıza allahtan rahmet diliyorum. tabi tüm bunları söylerken "imam-cemaat" ilişkisini de göz önüne alarak söylüyorum. heykel yapılır yıkılır- yıkılması protesto edilir bıçaklı saldırı düzenlenir.
şimdi bizde bedri baykamı savunuyoruz ya yarın başımıza ne gelecek bilmiyorum. türkiyede herkes paranoyalara büründü kimse ağzını açamıyor "big brother pipimizi yakar sonra"
canım türkiyenın geldiği hale bakın. telefonumuz dinleniyor mu? sanatı savunursak bize bişey yaparlar mı? bazı kişi ve kuruluşlarla ters düşersek halımız nice olur? cemaattan olmasak bile atanabilir miyiz? vs vs vs.
mutsuzluklar ve umutsuzluklarla dolu yarınlara sizde evet diyin.
