her şey karşıdakinin ismiyle başlar , ismiyle biter.. ömür denen şey neticede , birinin ismimizi bize vermesiyle başlar , ismimizin mezar taşına yazılmasıyla biter..
o yüzden , şayet kendinize "lan ben bunu seviyo muyum ne iş" diye soracak kıvama gelmişseniz , aklınız o kadar karışıksa , ruhunuz o kadar yorgun ve kalbiniz onca hikayeden deneyimden farkındasızlaşmışsa , bi de ilişki zaten hayatınıza bi şekilde sinsice girmiş sizde noluyo lan tepkisi yaratmışsa müstakbel kişinin adını kendi kendinize söyleyin..
böyle hafiften bi tekrar söyleme hissi başgösteriyosa , inceden bi gülüş de eşlik ediyosa , gün içinde alakasız yerlerde adını düşünüyosanız üstüne , kim o adı söylese ya da nerde o ad görülse bi an duraklayıp onu , ne yaptığını merak ediyosanız , her adını söylediğinizde bi yandan onunla ilgili diğer kelimeler bi anı salatası halinde aklınıza geliyosa , sadece adını düşünmek bile onunla ilgili olan tüüüm geçmişinizi yeniden yaşadığınız hissini veriyosa , adının ne kadar farklı ve tam da ona yakışır olduğunu düşünüyosanız , o isimle başka kimseyi tanımamışsanız , sanki o isim bi ideolojiymiş başlı başına bi sistemmmiş gibi hissediyosanız , konuşmalarda sırf adını söylerken size aitmiş gibi hissettiğiniz için bazen farketmeden hep adıyla hitap ediyosanız , bi kere bile adınızı yanyana koyup arka arkaya söyleyip fonetik uyumuna baktıysanız