sevda, yari haftada ayda bir görmekle bile yetinmek, azrail canını almak için göğsündeyken canın hayhayda olmasıdır.
başına döndüğün kurban olduğundur. sadece bir çift selamına güvendiğindir. saçını boynuna dolayıp ağladığındır.
güzelliğini gözünde saklamaktır. sevda, derdini derman bilmektir. salınıp bahçaya girdiğinde, çiçeklerin selama durması, o yar yeşil giyindiğinde alların ah çekmesidir.
sevda, senin ile mercimeği taşlı yara bile sen sefa geldin diyebilmektir. gülün nazını çekemezsen, yaprağa dokunmamaktır,gülü incitmeyi istememektir.
seni kula kul eylese de, seher yeliyle ona selam yollamaktır.
yari inciten dilin lal olmasını istemek, ve o yarin neden senden kenar gezdiğini bilememektir.
kaşı kara gözü kara yar yüzünden gönlünün yara olması, yar yüzünden yazının kışa çevrilmesidir. taa içerden bir yar sevdiğinden, gözlerinden yaş yerine kan damlamasıdır.
sevda, azrail yarin canını almaya geldiğinde ben öleyim demek ve onu azrail'e vermemektir, yemenin içmenin haram olması, tüm işinin figan olmasıdır.
sevilenin bir yanda, sevenin bir yanda ama yine de yanyana durmaktır.
onun aşkına düşeli arın sana uzak olması,yüzbin öğüt verseler de birinin kar etmemesidir. yine de gönüle; seni sevmezse o yar,bağlanıp da durma diye nasihat etmektir.
herşeye rağmen tanrı'dan sadece o yarin yüzünü bir kere daha görmeyi dilemek ve her ağaçta bar olamayacağını bildiğin gibi, sevenin de bahtiyar olamayacağını bilmektir biraz da... *