her bir ırkın kendisini yücelttiği, kendisini üstün gördüğü bir ortamda üstünlük ve yüceltme aslında toplumların kendi kendilerine hazırladıkları bir tür tuzaktır ki kutuplaşmalara zemin hazırlayan başlıca etkenlerden sayabiliriz bu iki olguyu. bence türk ün türkle kardeşliği ne kadar önemliyse türkün diğer ırklarla olan kardeşliği de o derece önemlidir; bu diğer tüm halklar için de geçerlidir. ben dünya vatandaşıyım diyebilse insanlar, benimsedikleri milliyetçi tutumdan sıyrılıp, biraz da gözlerini açıp, tüm insanlığın tek bir noktada birleşebileceği gerçeğini görseler, barındıkları toprakların tek hakimi kendileriymişçesine sonradan gelene (ya da hep orada olana, farkeder mi?) abilik taslamasalar, durum daha farklı olabilirdi. gelip geçiciyiz dünyada, bizim dışımızda devam eden tek şey doğadaki döngü;ölürken ardımızda bırakacağımız gerçek, sahip olduğumuz erdemlerdir. insanlık olarak gücümüzün farkında olmalıyız; fakat alçakgönüllülükle. güçle ezerek,büyüklük taslayarak tek yapabileceğimiz, dünyayı kısır bir döngünün içinde hapsetmek olur..bu durumda dünyayı kısır döngüden kurtarabilecek en önemli sözlerden birisidir; "yaşasın halkların kardeşliği" .