tanrıya değil de nefsine tapmayı tercih etmiş hedonist bir ateist kelamı.
insanın önünde iki tercih vardır; ya tanrı'dan gelene uyarsın ya da tanrı'dan geleni zulüm olarak kabul edip nefsinin hayvani arzularına boyun eğersin. ateistler ikinciyi tercih ediyorlar ve ilginçtir "özgür" olduklarını zannediyorlar. nefisleriyle kendileri arasında bağlı olan prangayı yok saymayı tercih ediyorlar. ve buna "özgürlük, huzur" diyorlar.
tanrı'nın buyruğuna inanmak bir "dert, tasa" konusu değildir. insanın hayatını olumsuz yönde kısıtlayacak bir yönelim değildir. aksine tanrı inancı insanı özgürleştirir. insanı, hayvandan ayırır. insana prangalardan kurtulmak için bir şans verir. belli kurallar dairesine mensup olmak demek "huzursuzluk" içinde olmak demek değildir. şayet böyle olsa bir kurallar manzumesi olan "toplum ve hayat" çok sıkıcı olurdu. oysa bağlanılan kurallar özellikle "ilahi kurallar" insanı felaha erdirir. son olarak bir din büyüğünün sözüyle noktalayalım;