mantık buysa şayet, sakin olunmalıdır öncelikle. ülkemin zengini şifresini alıp üniversitesine girecek olabilir, ancak kimse senin yaptığın doğruları iptal etme hakkına sahip değil. anadoluda koyunlara çobanlık yapmaktan artakalan zamanını yarım yamalak kaynaklar vasıtasıyla ders çalışarak geçiren, iki saatlik uykuyu bünyesine yettirebilen, doğru düzgün ışık, masa dahi olmadan hatta belki yine ahırda, güç bela bulduğu mumu idareli kullanarak çalışıp en sağlam bölümü kazananlar hangi zenginlikten söz edebilir? bunu bir sormalı insan kendine. elinde belki yüz tane kaynak var ders çalışabilmek için, internetin var, gir oradan dinle yap bir şeyler, her türlü daha avantajlısın. ama yapamazsın işte, sen kalemin kaybolduğunda, "neyse yenisini alırım" diyebiliyorken, o adamların 10 kuruşluk kurşun kalemi bitince gözleri doluyor. filhakika zengin olmakla uzaktan yakından alakası yok eğitimde başarılı olabilmenin.
insan isteyecek bir kere. bir kere insanın hedefi olacak. hedeflerine doludizgin ilerlemesine olanak sağlayacak bir de iradesi olacak. bunlar birleşecek ve gereken yapıldığında, başarı zaten kendiliğinden gelecek. herkes inansın, bunu söyleyen, bu mantığı savunan da, aklına güvensin. bir işi bir kişi yapabiliyorsa; herkes yapar! unutmasın...