eğer bahsedilen iran'da ki gibi devlet şeriatı ise evet kahrolsundur.
ama kuran şeriatına böyle bir atıfta bulunuluyorsa bu en büyük cehalettir. çünkü kuran şeriatında aslolan insan ve insan haklarıdır.
bunu devlet yönetimine dahil edersen dini devlet tekeline bırakmış olursunuz ki sonu iran rejimi gibi olur. zaten islam dini baskı üzerine kurulu bir din değildir, bu yüzden cennet ve cehennem gibi kavramlarına sık sık vurgu yapılmaktadır.
oysa ki devlet tarafından uygulanan şeriat rejimlerinde bireye özgürlük tanınmamakta, din bir dayatma olarak sunulmaktadır.
hırsızlık yapmak hem dinen günah hemde modern demoktarik sistemde de bir suç unsurudur, aradaki fark nedir? *
bir insan kuran şeriatını yaşamak istiyorsa bunu kendi içinde yaşamalıdır, bu demek değildir ki çarşafa bürünsün, cübbe ile dolaşsın. islamiyette kılık kıyafette belirli bir sınıra kadar zorlama yoktur, ama gelin görün ki radikal bir çok insan sarık ve cübbe ile ortalıkta dolaşmakta ve bunu da kuran şeriatının bir farzıymış gibi sunmaktadır.
aslında böyle birşey yoktur, hz. muhammed (s.a.v) çağının giyim şekli neyse onu giyinmiştir, günümüzde yaşamış olsaydı takım elbise giyecek modern iletişim araçlarını kullacaktı. bunu bizzat kendisi "müslüman çağının en güzeline layıktır" şeklinde belirtmiştir. tüm buna rağmen ilerlemek yerine geri gitmek isteyenler de elbette olacaktır.
bunları göz önünde bulundurmadan sadece bir kavram üzerine kahrolsun şeriat demek toplumu germekten aşırı uçları tetiklemekten başka hiçbir işe yaramayacaktır.