sevmek, belki de bir tek ihtirasın lehine bütün diğerlerini bastırmak değildi; bilakis aşk, sevilen şeyin içine bütün diğer ihtiraslarımızı doldurmağa benziyordu; bir insanın şahsında bütün ümitlerimizi, iştiyaklarımızı seviyoruz. hayatımızın müsbet ve menfi hadiselerinden gelen bütün hazlarımız ve kederlerimiz bu aşkın bahanesi içine sıkışarak büyüyor; aşkta; bir şey değil herşeyi istiyoruz, bir şeye değil herşeye kin besliyoruz, ümitlerimiz ve korkularımız gibi bütün heyecanlarımız da bir tek mevzuun içine dolarak bizden karışıklığını gizliyor.
-peyami safa, biz insanlar, istanbul 1999, s.279, ötüken yay.-