çağrışım güçleri iyidir. bir olay görürler, sonra bu olaydan etkilenenleri görürler. kimin kimi neyle etkilediğini anlarlar. mesela geçenlerde okuldayım, bir erkek var, zincir kolye takan biraz kasıntı, neticede iğrenç imajlı bir çocuk. bir erkek var arka sıralarda, bayılır insanlarla uğraşmaya, onun hizasındaki duvar tarafı arka sırada bir kız var, o da bayılır insanlarla uğraşmaya... uzatmaya gerek yok: imaj bozukluğuna atıf yapıldığını anlayan çocuk koca götlü inek sıra arkadaşıyla konuşur. cevap verse bir türlü, vermese bir türlüdür... vermezler cevap mevap; çünkü onlar "uğraşılanlardır". 1 kişi bunu izler ve anlar, bir başkası değil, zaten ortamdaki kimse ne duymuştur ne de takmıştır... işte köşe yazarlığı buradan gelir AMA eğer gözlerken gözlenirseniz işte köşe yazarlığı buradan gider. çünkü halkanın en ucunda olmaktadır marifet. ne kadar dıştan incelerseniz, olay o kadar kompleksleşir ve ilişkileri kurmak da o kadar zorlaşır.
ee si? köşe yazarları olayları en iyi algılayıp yorumlayabilecekleri kadar yakından, asla kendisinin yorumu yapılamayacak kadar uzaktan inceleyendir.