"...geçenlerde bir iş için roma'ya gitmek zorunda kalabileceğimden vize için paris2teki papalık elçiliği'ne gittim.beni elli yaşlarında kara kuru bir adam karşıladı. söylediklerimi ilgisizce dinledikten sonra beklememi rica etti.aslında acelem vardı ama çaresiz beklemeye başladım.cebimden "l'opinion nationale" gazetesini çıkarıp rusyaya küfürler savuran bir makaleyi okumaya başladım. (bu arada birkaç kişi gelip gider, esasoğlan yine gidip beklediğini hatırlatır.) kararlı bir sesle monsignore'ün benim sorunumla da ilgilenmesi gerektiğini söyledim. başrahip büyük bir hayretle birkeç adım geriledi. silik bir rusun nasıl olup da kendini monsignore'ün misafirleriyle bir tutabildiğini anlayamıyordu!
(...) ya bizim ruslar öyle mi? elleri kolları bağlı otururlar, böyle durumlarda gıkları bile çıkmaz. dahası nerddeyse rus olduklarını bile gizleyecek durumlara düşürülürler."