Bilim adamı olmadan evvel bilim öğrencisiydim haliyle. Bir gün yemekhaneye gittik 5-6 arkadaş birden. Boş bir masaya oturduk. hemen çaprazıma da başka bir dişi bilim öğrencisi oturdu. Fakat nasıl diyeyim göğüslerini "onları bırakın bunları yeyin" demezcesine (o öyle demedi ben öyle anladım anlamında) masaya yerleştirdi. Yerleştirdi diyorum, çünkü oturup da sandalyesini masaya doğru çekince tüm ihtişamlarıyla ikizlerle burun buruna geldim.
Tabi hafif çaprazda olduğu için kafasını o yöne çevirmiş olan ben, su doldurduğum bardağı bırakıp, muhallebi kasesine boca etmişim sürahiyi.
Kendime geldiğimde arkadaşlar gülüyorlardı halime. Ben bir önümdeki su içinde yüzen muhallebiye, bir kıza, bir de arkadaşlara baktım.
Sonra da büyük bir heyecanla şunları dedim.
-Arkadaşlar su muhallebeisini buldum.
işte o zamandan beri icat yapar, fakat kızları tavlayamam.