Serbest cumhuriyet Fırka'sı deneyiminin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra, 23 Aralık 1930 tarihinde, Manisa'nın bir köyünden geldikleri sanılan altı kişinin Menemen'e gelerek şeriat istemeleri ile olay patlak verir.
Olayın duyulması üzerine bölgeye gelerek kendilerine engel olmak isteyen Asteğmen Kubilay ile Hasan ve Şevki adındaki iki bekçi isyancılar tarafından öldürülürler. Sıkıyönetimin ilan edildiği bölgeye daha sonra askeri birliklerin gelmesiyle isyancılardan üçü vurulur diğerleri de yakalanırlar.
içlerinden Derviş Mehmet isimli kişinin mehdilik iddiasıyla başlayan olay bastırıldıktan sonra olayın boyutlarını tespit etmek maksadıyla olayla uzaktan yakından ilgisi görülenler hakkında kovuşturmaya geçilmiştir. Bu çerçevede aralarında bölgedeki Nakşibendi tarikatının önemli isimlerinden olan Esat Efendi'nin de bulunduğu bazı kişiler gözaltına alınır.
Bu olay, altı kişinin başlattığı bir olay olmayıp arkasında başka güçlerin varlığından şüphe edilmesinden dolayı çok yönlü araştırılmıştır. Olayın duyulması üzerine Cumhurbaşkanı M. Kemal Paşa orduya gönderdiği başsağlığı mektubunda 'Büyük ordunun genç subayı ve Cumhuriyetin ülkücü öğretmenler topluluğunun değerli üyesi Kubilay'ın temiz kanı ile Cumhuriyet yaşama yeteneğini tazelemiş ve güçlenmiş olacaktır' sözleri ile olaydan duyduğu üzüntüyü ortaya koyar.
Fahrettin Altay anılarında, olayın duyulması üzerine Çankaya'da yapılan bir toplantıda M. Kemal Paşa'nın olayın siyasal kaynaklarının araştırılmasını, isyancılara karşı sert davranılmasını ve gerekli işlemin yapılmasını istemiştir.
isyanın bastırılmasından sonra Suçlular Menemen Divan-ı Harbi örfisince ölüme mahkum edilen 34 kişinin idam edildiği olayda 41 kişi de çeşitli sürelerde hapse mahkum edilir (4 Şubat 1931).
isyanın bastırılmasından sonra bölgedeki sıkıyönetim kaldırılır (26 Şubat 1931).