kendimi çok yaşlı hissettiriyor. seneye okul da bitecek. iş bulmam lazım . kpss, kpds, alese gireceğim. bir de yaz okuluna kalacağım okul uzamasın diye. aynı zamanda staj yapmam lazım. bir sürü işim var yani. 22 yaşında olmak pek eğlenceli değil gibi. ayrıca muhtemelen mantık evliliği yapacağım o da canımı sıkıyor.
edit: tey aradan bir yıl geçmiş. okul bitti, kpss den iyi bir puan aldım. kpds fena değil.
edit2: artık 24 yaşındayım. iski ye atandım ve devlet memuru oldum. 2 ay çalışıp askere geldim. hatta askerliğimi ailemin yanında yedek subay olarak yapacağım.
edit3: aradan bir yıl daha geçti. askerlik bitti. istanbula geri döndüm ve işe başladım. iskiyle başım yine dertte. görev yeri değişikliği istedim. önce tamam dediler. ev tuttum düzeni kurdum. tam rahat edecekken, genel müdür imzalamadı çatalcaya geri döneceksin dediler. tevekkül ile kabullenmiş durumdayım. şimdi ilk hedefim kpss den tekrar iyi bir puan alıp başka yere atanmak. bu arada birde araba aldım. hemde mavi :)
edit4: 2 gün önce 26 oldum ben de. küçüklüğümü hatırlıyorum. köyde merdivenin başında dayımın yanında oturuyordum. 6 yaşında falandım. dayı kaç yaşındasın sen dedim. 25 yaşındayım dedi. vay be ne kadar büyük. tam 25! yaşında. yıllar birbirini kovaladı. ilköğretim, lgs, lise yılları, öss, üniversite, kpss, iş hayatı, askerlik... ne kadar çok yaşamışım diyorum. çok şükür geçen yıllarıma. büyük acılarım olmadı, büyük sıkıntılarım olmadı. büyük sevinçlerim oldu ama. ilk bisikletimi aldığımda araba aldığım zamana göre belki 5 kat fazla sevinmiştim. anadolu lisesini kazandığımda mahallede böbürlene böbürlene yürüyordum * üniversitede matematik dersini 4. alışımda geçtiğimde muzaffer bir ordunun kumandanı gibiydim. beklediğim şeyler bir bir oldu. acaba görecek miyim başaracak mıyım dediğim şeyler nasip oldu. abimin düğününde oynadım mesela halbuki hiç adetim değildir. hiç iş aramadım, ilk girişimde kpss yi kazandım. çok şükür hiç bir dostumdan kazık yemedim. 26 yıl boyunca tek bir sigara içmedim, ağzıma içki koymadım, hırsızlık yapmadım, kimseyi dövmedim, mahalle kavgam da olmadı okul kavgam da. kayısı ağaçlarına tırmandım, ekin tarlalarında biçerdövere bindim, traktör sürdüm, malatyanın bütün sokakalrında bisiklete bindim, baraja yüzmeye gittim, halı sahalarda futbol oynadım, askerde gece boyu nöbet tuttum, orgeneralle tokalaştım, tuğgeneralin imzasını taklit ettim, albay ya ölsün ya emekli olsun diye cumada dua ettim, eyüp sultanda sabah namazı kıldım, çınaraltında kahvaltı yaptım, cağaloğlunda kitapçıları dolaştım, barbaros bulvarında adana kebap yedim * hasılı iyi yaşamış gibi hissediyorum. ölsem gözüm arkada kalmaz heralde. bir tek aşık olmamışım. o da nasip artık.
edit5: 27 yaşındayım artık. istanbulu terkettim ve malatyaya geri döndüm. tcdd de çalışıyorum. oda arkadaşım 64 yaşında bir fizik mühendisi. seneye yaş haddinden emekli olacak bu abimiz hep eski günlerden bahsediyor. çok sıkıcı konuşuyor ama ilgiyle dinler gibi rol yapıyorum. çalıştığım yerde yaş ortalaması çok yüksek, sanırım iş yerinden hiç arkadaşım olmayacak. aşk zaten kaf dağının ardında galiba. öyle işte işe gidip geliyorum, haftada birde lise arkadaşlarımla devlet tiyatrosuna oyun izlemeye gidiyoruz. geçen cuma salaklar sofrasını izledik çok güzeldi çok eğlendik. serkan geç kaldı içeri almadılar çok şey kaçırdın serkan dedik. yeni iş yerimde takım elbise zorunluluğu var ama ben kumaş pantolon giymiyorum, keten pantolon ve blazer ceket giyiyorum daha kolay oluyor. öyle işte.
edit6: 28 yaşına da girdim. 27 ler kulübüne dahil olurum belki diyordum, olmadım. seneler daha hızlı geçiyor artık. bu arada üstte bahsettiğim yaşlı iş arkadaşım emekli oldu. şimdi benimle yaşıt bir oda arkadaşım ve işyerinden ona yakın genç arkadaşım oldu. sevdiğim ve sohbet edeceğim insanlar olunca iş yerine biraz daha ısındım. geçen yıl iş dolayısı ile muş, bingöl, tatvan, van, batman ve diyarbakırı da görmüş oldum. van çok güzel arkadaşlar. bu yaşımı çok sevdiğim bir şiirle kutlamak istiyorum. hayatının baharında 22 yaşında veremden ölen şair rüştü onurun şiiri:
benden zarar gelmez
kovanındaki arıya
yuvasındaki kuşa
ben kendi halimde yaşarım şapkamın altında
sebepsiz gülüşüm caddelerde memnuniyetimden
ve bu çılgınlık
delicesine içimden geliyor
dilsiz değilim susamam
öyle deliler gibi
bu güzel dünyanın ortasında. Rüştü Onur
edit 7: 7 sene önce 22 yasinda hissettiğim iyimserligim kayboldu. hayatın istediğim gibi olamayacağını anladım. nasibime razı olmak zor geliyor. 29 yaşında mutsuz bir insanim. sukursuz olmak yada yaradana sitem etmek istemem ama böyle maalesef. bu yaşımı da bir rüştü onur şiiriyle kutlayayim.
ben ölsem be anacığım
nem var ki sana kalacak
ceketimi kasap alacak
pardösümü bakkal
borcuma mahsuben...
ya aşklarım
ya şiirlerim ne olacak
ya sen ele güne karşı
nasıl bakacaksın insan yüzüne
hülasa anacığım
ne ambarda darım
ne evde karım var
çıplak doğurdun beni
çıplak gideceğim. Rüştü Onur
edit 8: gün itibari ile 30 yaşındayım. yeditepe istanbul dizisini çok severim. sanırım dört beş defa baştan sona izlemişimdir. orda yusuf der ki: 35 yaşındayım. hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın ama kenarındayım, hemde en kenarında. işte öyle be sözlük. ben de kenarındayım hayatın. yıllar sağlı sollu vuruyor ben hiçbir şey yapamıyorum.zaten beklentim en dipte artık. bu yıl ilk kez biri ile ilgili hayaller kurdum, yıkılması çok uzun sürmedi tabii ki. süslü selamet sokağı diye bir roman yazdım, yayınevleri basmadı.bilmiyorum ne olacak bu işler. bu şiir de 30 yaşım için olsun.
Kimden sual ettiysem halimi
Güldüler.
Anam bile şiir yazdığım için
Bakmadı yüzüme.
Yalnız bir öğle üstü sofrada
Ölüm mukaddermiş dedi
Halbuki yaşamak alnımın yazısı... Rüştü Onur
edit 9: yoruldum artık her yeni yaşa bir şeyler yazmaya. 31 yaşındayım işte. çok merak ediyorsan sözlük hayat güzel değil.