yazıyla yirmi iki!* gayet sıradan bi yaşken, yaşattıklarıyla farkı attırdı ve solladı 21'i 20'yi.
bazen yardan ayrılışın yaşıdır 22 yaş, bazen yeni bi hayata adım atma yaşı.
her şey yakışır 22'ye. üzülmek istediğim zamanlarla dolu 22 yaş! hayatta asla kaldıramam dediğim iki
olaydan birinde şahidim oldu. ilki 19 yaşında babama zoraki elvedamdı, ikincisi o....(söyletmeyin anlayın!)
evet, sevilmek her yaşımda güzeldi sanki her yaş yakışıyordu beğenilmeye. ama uzaklaşma mecburiyeti
en çok bu yaşta hoyrat duruyordu. emanet yaştı belki bana, kaldıramayacağım yükler yükledi omzuma...
zincirleme hüsranlı gecelerimde ağlayarak güne başlamamı istedi benden! götürdükleri gibi mutluluk da getirdi bazen.
ihtiyaçlarım bu yaşta arttı. giderilmeyen ihtiyaçların habercisi oldu...
gördüklerimi, dokunmadan hissetmeyi öğretti mesela! sevdiklerime kocaman bakmayı, gözlerimle tebessüm
etmeyi ve mutluyken aniden yarı yolda kalmayı öğretti...
en çok da yutkunmayı öğretti! konuşamadığım anlarda, duygularımı köreltip susmayı öğrendim ben.
en çok bu yaşımda dua ettim, ''gitmesin allah'ım, engel ol'' dedim... sonra beyhudelik neymiş öğrendim
ve en çok bu yaşımda kabul edilmedi dualarım!
çikolatayla aramızdaki bağı ilk kez ''hısımlık leveline'' çıkardık! ben üzüldüm o yetişti.
ilk önce soyundu* sonra ''ye beni, iyi gelirim'' dedi. **
vee bu yaşımla;
sevene de sövene de ah edene de
ahh canı sağ olsun
gelene de gidene de dönmeyene de
ah canı sağ olsun
bu dünyaya sevmeye geldim
eşi dostu görmeye geldim
mutlu oldum dertli oldum
aşk uğruna sarhoş oldum
hancı oldum yolcu oldum
meşk uğruna sırdaş oldum
güçlü oldum suçlu oldum
dost uğruna yoldaş oldu
hem soruldum hem sürüldüm ben
ama hepinizin canı sağ olsun....