aslen laiklik devleti kilise baskısından kurtarmak için ortaya çıkmamıştı, laiklik ortaya çıktığı zaman zaten fransız katolik kilisesi papalıktan iki yüzyıl kadar önce ayrılmıştı ve avrupa da papalığı sallamaz bir haldeydi.
laiklik aslen yurttaşlık ve ulus devlet kavramlarının bir sonucu olarak yurttaşların dinine bakılmaksızın sadece yurttaşlıklarının göz önünde bulundurulması kavramına dayanıyordu. unutulmamalı ki özgürlük, eşitlik ve kardeşlik sloganlarıyla özdeşleşen fransız devriminin getirdiği laiklik de idareden çok sosyolojik bir olguydu. bunda fransa'nın protestan-katolik kavgasından çektiği acıların da rolü çok büyüktür.
osmanlı'da ise laikliğe ilk zorlama geçiş tanzimatla ve ardından gelen ıslahat fermanlarıyla avrupalıların baskısı ve batıcı osmanlı aydınlarının çalışmalarıyla olmuştur. bu fermanlarda gayrimüslimlere eşitlik hakkı, hatta pozitif ayrımcılık gibi avantajlar verildiğini de unutmayalım.
türkiye cumhuriyeti'nin her türlü safhasının osmanlı'dan miras kalan bir süreç olduğunu da sanırım yüzbin defa söylesek de siyaset, sosyoloji ve tarih disiplinlerinden fersahlarca uzak olan bünyelere bunu kabul ettiremeyeceğimiz açıktır.